Sufi 6 yaşında!

Sufi ne zaman 6 yaşına geldi hiç anlamadım. Yani içindeyken çok zormuş gibi görünen günler bir kaç yıl sonra toz pembe hissediliyor. Göz açıp kapayana kadar geçip gitmiş. Bir kaç yıl sonra boyu beni geçecek gibi. Bazen hala sohbetlerimize inanamıyorum. Bence şöyle yapalım, ya da böyle olması gerekirken yanlış yapmışsın gibi fikirlerini söylediği cümleleri duydukça gözlerim yaşarıyor. Ne ara konuşmayı öğrendi, ne ara fikirlerini dile dökmeyi başardı hiç hatırlamıyorum.

Şimdiki evimize taşındığımız gün ‘bu evin bahçesi var. Doğumgünüme bütün arkadaşlarımı çağırıp bahçede oynayabiliriz’ demişti. Geçen 7 ay boyunca da sürekli doğumgünü planlarını anlattı durdu. Her katıldığı doğumgününden sonra ‘benim doğumgünüm bahçede olacak. Sen karpuz pasta yapacaksın herkes çok şaşıracak’ deyip durdu.

Burada doğumgünleri genellikle bir eğlence merkezinde oluyor. Sufi okula başladıktan 2 gün sonra 3 doğumgününe davet edildi. Tek kelime ingilizce bilmediği için partilere ben de katıldım.  Genellikle partilere anne babalar katılmıyor. Çocukları parti alanına bırakıp belirtilen saatte de gelip alıyorlar. 1 saatlik oyunun ardından, çocuklara önce pizza sonrasında da pasta ya da dondurma ikram ediliyor. İşte bu kadar. Çocuklar birlikte oynamış, yemek yemiş ve mutlu şekilde ayrılıyorlar.

Sufi’nin doğumgününü evde yapacağımı duyan diğer veliler deli olduğumu düşündüler sanıyorum. Parti bittiğinde ben de deli olduğumu düşünüyordum.

İlk önceleri havanın sıcak olmasından dolayı su tabancaları ve su balonlarıyla baya ıslak bir parti planı yapmıştık. Lakin Herve Tullet ile geçirdiğimiz günün ardından Sufi partinin konseptini değiştirmek isteyince hayır demedim. Velilere pis bir parti olacağını, çocuklarını ona göre giydirmeleri gerektiğini davetiyede belirttim.

Tam belirtilen saatte herkes bahçe kapısından girdi. Parmak boyaları ile çılgınca resimler yaptılar. En sonunda boyalarla birbirlerinin yüzlerini, kollarını bacaklarını boyayıp birer çizgi karaktere dönüştüklerinde ortalık kahkahadan, sevinç çığlıklarından yıkılıyordu.

Hepsini bahçe hortumuyla yıkadıktan sonra sipariş ettiğimiz pizzaları servis ettik. Ardından da karpuz pastayı. 35 derece sıcakta buz gibi karpuz pastaya bayıldılar. Kaşla göz arasında pastadan eser kalmamıştı.

Partiden ayrılırlarken ‘Sufi keşke hergün senin doğumgünün olsa ve hep bizi çağırsın’ diyen çocuklar en çok kimi sevindirdi bilmiyorum. Akşam annelerinden gelen mesaj ve e-postalarda ‘ilk defa bir partiyi anlata anlata bitiremedi. Davet ettiğiniz için çok teşekkür ederiz.’ yazıyordu.

Burada en sevdiğim adetlerden birisi de gelenlere teşekkür kartı yollamak. Şimdi çocukların yaptığı resmi kesip küçük kartları hazırlayacağız. Bugünün hatırası olarak onlarda da eserlerinden bir parça olsun değil mi ama?

 

2 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir