Çift cam
English Home mağazalarında upuzun kapı önü ağırlıklarını gördüğümde çok garipsiyordum. Küçük olanları kastetmiyorum. Bir yılan gibi uzun olanlarından bahsediyorum. Evet çok güzellerdi ama bir o kadar da gereksiz. Temizliği çok daha kolay, alerjik olmayan birçok çeşit varken bu uzunlukta bir ağırlık neden var diye her gördüğümde düşünüyordum. Anlamam için Amerika’ya gelmem, burada otel yerine evde kalmam ve bu teknolojiyi görüp aydınlanacağım bir eve misafirliğe gitmem gerekiyormuş.
Amerikada evlerin büyük çoğunlu ahşaptan yapılıyor. Bildiğimiz suntaya benzeyen plakaların arasına yalıtım malzemesi konuluyor ve boyanıyor. İşte bu kadar. Güney kısımlarda ahşap ev olması pek problem değil. Çünkü sıcak. Ama New York gibi kuzeydeki şehirlerde hava çok soğuk. Mesela bu yazıyı yazdığım şu dakikalarda hava -6 derece. Hissedilen sıcaklık -16. Kışın en ağır günlerinde bu değerler çok daha aşağılara iniyor. O yüzden ısı kaybını azaltmak için evlerin camları kuzeye gidildikçe küçülüyor. Çok şükür kışın en soğuk günlerinde aralık ve ocak ayında ısınma problemi çok yaşamadık. Tabi bu faturalara yansıdı.
Kapı ağırlığına dönecek olursak. Misafirliğe gittiğimiz evlerde sokak kapılarının arkasında bu ağırlıkları görünce birden aydınlandım. Kapıların altından giren soğuğu kesmek için yapılmıştı bu aletler. Kapılar çoğunlukla ahşaptan olduğu için şişebilir vs gibi sebeplerden biraz kısa oluyor. Eşik olsa bile doğrudan sokağa açıldığı için evin içine püfür püfür rüzgar esiyor. Bu ağırlıklar da o rüzgarı hoop diye kesiveriyor. Hal böyle olunca hemen gözlerim camların önlerini araştırdı. Ama hiçbir şey bulamadım. Çünkü bizim derdimiz camlardan gelen soğuktu.
Dün yürüyüşten dönerken evin camında bir gariplik dikkatimi çekti. Sineklik çerçevesi camın yarısında kalmış gibi görünüyordu. Ama aynı zamanda cam sineklikle kaplı gibi de görünüyordu. Yakına gidip baktığımda camın açık olduğunu farkedip şaşırdım. Kim açmış olabilirdi ki? Biraz daha dikkatli bakınca camın aynı zamanda kapalı olduğunu gördüm. Çok kafa karıştırıcı değil mi?
İçeri girip bahsi geçen pencereyi incelemeye aldım. Tek bir pencerede 4 cam vardı. Burada pencereler yukarı aşağı sürgülü bir mekanizma ile açılıyor. 4 tane cam sürgülerle aşağı yukarı hareket ediyordu. ortalarında da bir sıra sineklik aşağı yukarı hareket ediyor. Yani bir pencere var. Sonra 10 cm aralık var ve tekrar bir pencere var. O aralıkta da sineklik var. Yani çift cam lafını tam anlamıyla hayata geçirmişler.
Hemen bütün camları kontrole başladım. İstisnasız bütün dış camlarımız açıkmış. Hepsini tek tek kapattığımda camlardan gelen esinti de kesilmiş oldu.
Evlerdeki bu acayip ileri – geri teknolji beni bir kez daha şaşırtmayı başarmış oldu. Şimdi bu camların temizliği nasıl olacak diye kara kara düşünmekteyim.
Devletşahcım 2 kere okudum ama hala camın yapısını anlayabilmiş değilim.. ☺️
iki tane cam düşün. yukarı aşağı sürgülü. Önlü arkalı duruyorlar. arada da sineklik var. o da yukarı aşağı sürgülü.. Ay akıl almaz birşey. Laz müteahit işi.
Biz tahta pencerelerden pimapene geçtik diye sevinirken :))