Yumurta Salatası
Çocukluğumda severek yediğim yumurta ile aramıza mesafeler girdi. Yıllarca aynı sebepten pilav da yemediğimi söylemeliyim. Hepinizi merak sardı değil mi? Sizi bekletmeden çocukluğuma inip, bir psikiyatrist edası ile sorunu eşelemeye başlayacağım.
Okulum ile evimizin arası o kadar uzaktı ki 08:20’de başlayan ders için sabah 05:40’da servise binerdim. Öğle yemeğini 12:30’da yediğimizi düşününce sabah 5 civarında yapılan kahvaltının üzerinden neredeyse 7-8 saat bir daha yemek yeme şansım olmuyordu. Zavallı annem abur cuburla beslenmeyeyim diyerek sabahın o saatinde beni tok tutacağını bildiği yumurtayı haşlayıp, yedirirdi.
Yıllarca ağzıma yumurta sürmedim.
Sabah gözünü açar açmaz yumurta yemekten daha kötü ne olabilir bilemiyorum. Kokusuna katlanamadığım gibi her lokma ağzımda büyürdü. İlk zamanlar pek sesimi çıkartmadan yerdim. Ama yıllar geçtikçe ya da ben büyüdükçe sabah yumurta yeme seansları daha acılı olmaya başladı. Lisenin son yılında saatin kaç olduğuna aldırmaksızın avazım çıktığı kadar bağırdığımı hatırlıyorum. Anlayacağınız komşularımız her güne benim horoz misali attığım çığlıklarla başlıyordu. Gerçi bağırıp ağlamam bir işe yaramıyor, o yumurta allem edilip kallem edilip mideme doğru yollanıyordu. Ama bilmelisiniz ki değişmeyen sonuç, beni ertesi gün ağlamaktan ve bağırmaktan, annemi de pişirmekten alıkoymuyordu.
O günleri düşündüğümde gülmekten kendimi alamadığım bir olayı da paylaşmazsam olmaz. Hikaye o saatte uçuştan dönen bir komşumuzun, benim çığlıklarımı ve ağlamalarımı duyması üzerine bahçeye bakan mutfak camımızı aralayıp ne olduğunu sormasıyla başlıyor. Camdan uzanan kafanın bu meraklı sorusunu tabi ki annemi şikayetle cevaplıyorum: ‘annem bana bunu yedirmeye çalışıyor’ diyerek yumurtayı gösteriyorum. Elindeki valizi yere bırakıp, yumurtayı alıyor, uçak sesleri ile havada bir kaç tur attırıp, benim ağzıma götürür gibi yaparken bütün yumurtayı kendi ağzına atıp: ‘daha fazla ağlama, yenilecek yumurta kalmadı. Üstelik akşama bir uçuşum daha var, uyumam gerek’ diyerek gözden kayboluyor. Sabah sabah 5 yaşında çocuklara yapılan uçak oyunlarını seyrettiğime mi güleyim, yoksa annemin vakit kaybetmeden ocağa haşlanmak üzere yeni bir yumurta koymasına mı ağlayayım bilemedim.
Liseyi bitirmemle beraber sabahın beşinde yumurta ile yapılan işkenceler de benim yumurtayla olan ilişkim de sonlandı. Yıllarca rafadan, sahanda ya da başka bir şekilde pişirilmiş yumurta yemedim. Yumurtaya, kokusuna o kadar katlanamıyordum ki sofrada herhangi birisi yumurta yiyorsa koşarak uzaklaşıyor, elime bir dal nane alıp onu koklamaya başlıyordum.
Aradan belki onbeş sene geçtikten sonra bir gün ne sebeple olduğunu hatırlamadığım bir şekilde yumurta yemeğe geri döndüm. Şimdi severek yediğim, çeşitlemelerini yaptığım bir gıda… Onsuz pazar kahvaltılarının, hatta mutfağın eksik olduğunu düşünüyorum.
Sabah kahvaltılarında yumurtayı en çok aşağıdaki tarifle yemeği seviyorum. Siz yumurtanızı nasıl alırdınız?
Malzemeler
- 1 adet yumurta
- 2 dal reyhan
- 1 adet domates
- 2 dilim beyaz peynir
- tuz
- karabiber
- zeytinyağı
Hazırlanışı
- Yumurta geceden tezgah üstüne çıkartılır.
- Çatlamasını önlemek için altı delindikten sonra üstünü geçecek kadar suya konulup ocağa alınır.
- Su kaynadıktan sonra 4 dakika daha beklenir.
- Kaynar sudan çıkartılan yumurtanın pişmesini durdurmak için soğuk suya alınır.
- Soyulup dilimlenen yumurtanın üzerine doğranan diğer malzemeler konulup, servis edilir.
Ellerine saglik. Catlammasi icin altinin delinmesi gerektigini bilmiyordum. Ben de yumurtanin kendisini yemeyi pek sevmem ama mutfakta cok kullanirim. Sevgiler…
ben de çok güldüm anlattıklarınıza…unkarabiber derken unu yanlışlıkla mı yazdınız?
Devletşahcım senin hikayen de çok hoşmuş. Benim de bugün yumurtayla aramın açık olmasının sebebi annemdir sanırım. O da senin annen gibi tok kalayım diye her gün beslenme çantama koyardı Öğle saatine kadar o yumurtanın ne hale geldiğini, söylememe gerek yok sanırım. Ben de her gün o yumurtayı çöp kutusunun önüne gider soyar sonra da oldugu gibi çöpe atardım. Ta ki aynı sınıftaki kuzenim gidip de anneme ispiyon edene kadar bu böyle gitti. Ondan sonra üstüme gelmedi annem bu konuda ama hala sevmem yumurtayı. Pek de yapmam. Hamile ile doktorun zoruyla yedim ama o da sadece sarısını, asla beyazını yiyemem ben. offf hiç sevmiyorum yani anlayacağın, ama onsuz da olmuyor. Dolaptan asla eksik olmayan bir gıda, oğluşum sevsin diye çok çabaladım ıhhhh:))
sevgiler
baska okul yok muydu, neden 3 saatlik iskence, hem de yillarca!
Sevgili Nesrin;
Oda sıcaklığında olursa yumurta zaten zor çatlıyor. Olmazsa delmek iyi bir yol.
Sevgili Sibel;
Aynen öyle… Yanlışlıkla… Düzelttim hemen.
Yaseminciğim;
Seninkisi çok fenaymış. Benim en hoşlanmadığım şeylerden birisi de yumurta soymak.
Aaaa… Bir LAMA gördüm sanki… Sevgili Lama, özlemişim sesini duymayı. Başka okul çoktu da bizim okuldan yoktu.
Yumurta yemeyi biz ailece severitz. rahmetli anam, yumurtalar bogazinda dügümleniyor diye, yumurtanin üstüne azicik limon suyu damlatirdi. Rahmetli abimde kücük yastayken yumurtaya hep ,,itima,, dermis. Bir türlü yumura diyemezmis rahmetli. Bende yumurtanin her cesidini severim. Anam bide ýumurta salatasini güzel yapardi. Ah rahmetli anam.
Yumurta deyip gecmeyin, her yumurtanin kendine has bir hikayesi var gördügünüz gibi. Sizinde ellerinize saglik. Websayfanizin devam etmesini dilerim.
Almanyadan saygi ve selamlar
Abdullah
Çok seviyorum ama iş o kokuya gelince bende… 🙁
Yumurtanın her halini severim ama en kısa zaman bir de bu tarif ile deneyeceğim.. ellerine sağlık
önceden bende seviyodum fakat nedense hoşlanmıyorum şimdi 7 yaşındaki kızıma yedirmeye calışıyorum.ama oda çok az yiyo bu konuda babamızda sıkıntı yok ne koysan yiyo hatta sahurda bizim için haşladıklarımı bile o yiyo:dhikayeniz benimde çok hoşuma gitti.artı yumurta soymaktan bende nefret ediyorum artı soyan olursa yanımda tırnaklarına bakmak geliyo içimden biraz irenç oldu ama anlatmak istedim neyse öpüyorum sizi bayanlar konyadan SEVGİLER SİZE…
Hikaye gerçekten komik… Ben de haşlanmış yumurtayı hiç sevmem, çok şükür annem de zorlamaz beni. Ama tavada yumurta çeşitlerine bayılırım 🙂 Bu tarif de lezzetli görünüyor, denemeyi düşünüyorum.
hiç tatmadım ama yinede denemek lazım, yeni tatlar keşfemeyi çok seviyrum:)
bir gün şöyle bir şey denedim. basit ve kolay. ama o güne kadar yumurtaya mırın kırın eden çocuklarım iştahla yemeye başladılar.
yumurtaları kayısı haşlıyorum. aynen sizin tarifiniz gibi. sonra sıcakken soyup, dörde dilimleyip (bazen yuvarlak dilimleyici ile) üzerine tuz ve kırmızı pul biber serpip, sızma zeytinyağı gezdiriyorum.
yumurta bir başka güzel oluyor. yumurta sıcakken zeytinyağını emiyor. tabakta kalan zeytinyağı pul biber karışımına da ekmek banıp yiyorlar 🙂
annemın kucuklugumuzde yaptıgı en guzel tarıf yumurta sevmeyenler bıle bunu yedgı zaman bayılıor.. süper yaa off cnm ıstedı bu saatte kalkıp yapsammı acaba :)))