LEYLEK
LEYLEK i. (Fars. leglekâten, ses taklidi k.) Uzun gagalı, uzun bacaklı, tüyleri beyaz, sâdece kanatlarının ucu siyah, bacakları ve gagası kırmızı, solucan, böcek, balık, fâre, kurbaÄa, kertenkele vb. ile beslendiÄi için özellikle bataklıklara konan, kıÅın sıcak yerlere, tropikal Afrika ve Hindistanâa göç eden büyük göçmen kuÅ. Ciconia: ArkadaÅlarım yalnız sakat ve ihtiyar bir iki leylekti (Ahmet HaÅim). Nihâyet damlarda leylekler göründü / Upuzun gagalarını takırdatan (Cahit Sıtkı Tarancı).
Leylek gibi: Ãok ince, zayıf ve uzun bacaklı (kimse).
Leylek yuvası (gibi): KarmakarıÅık [Ãzellikle saç için kullanılır]. Nasıl çalıÅıyor elin kafası / Bizde sürüp gider koltuk kavgası / Yoksulların evi leylek yuvası / Beyler buna çâre bulmak lâzımdır (ÃÅık Zamânî Å?.A.D.).
LeyleÄi havada görmek: ( Mevsim baÅında leyleÄi ilk defa uçarken görmenin çok seyâhat etmeye delâlet edeceÄi inancından kinâye olarak) Ãok seyâhat edenler için söylenir.
LeyleÄin (yuvadan) attıÄı yavru (gibi): Yeterince ilgi ve sevgi görmeyen kimseler için söylenir.
LEYLEK GAGASI birl. i. Pantograf denen âlete Åeklinden dolayı Türkçeâde verilen isim.
LEYLEKGÄ°LLER i. Leyleysiler takımından, eski ve yeni dünyânın tropikal bölgelerinde bataklık ve ovalarda yaÅayan büyük kuÅlar familyası.
LEYLEKSÄ°LER i. Leylekgiller, balıkçılgiller vb. birçok familyayı içine alan, gagaları, bacakları ve kanatları uzun, büyük boylu kuÅlar takımı.
Türkçe’de leylekle ilgili olarak en çok kullanılan, “Leyleğin ömrü laklakla geçer” tabiri…
“Leylek” kelimesinin Türkçe’ye önce Farsça aslına uygun olarak “Leklek” şeklinde girdiğini, zamanla “Leylek” kelimesine döndüğünü sanıyorum.
“Leklek” kelimesinin Farsça’da zaten leyleğin çıkardığı lak lak seslerine istinaden türediği çok açık…
Ama onlar leyleğin çıkardığı sesi “lak lak” olarak değil de “lek lek” olarak duymuşlar.
Biz ise “leklek” deyince leyleği, “lak lak” deyince de çıkardığı sesleri anlamışız.
Leklek’in ömrünün laklakla geçmesi tabirindeki espri, bu ses benzerliğinde yetıyor.