KAR
KARi (Eski Türkçe’den beri kullanılır)
- Havadaki su buharının donmasından meydana elen ve yağmur gibi yağan hafif beyaz tâneler: Kar bir gün evvelki şiddetini kaybetmiş olmakla beraber hâlâ devam ediyordu (Reşat Nuri Güntekin).
- Bu tânelerin yerde birikmsinden meydana gelen beyaz tabaka: Ateşin eritir komaz karını / Elden mi aldırdın nâzik yârini (aşık ömer). Sizi dün bekledim o yollarda / Ki gezindikti bir zamanlar karda (Yahya Kemal Beyatlı).
Kar kuyusu: Eskiden yaza kar saklamak için meyilli arâzide açılan, altı ızgaralı ve çıkıntılı çukur [toplanan kar bu çukurlara doldurulur ve üzeri toprakla örtülür, yaz gelince bir delik açılıp alınırdı.
Kar Helvası: Üzerine pekmez veya şerbet dökülerek yenen kar: Ettiğim taâmın halâvei yok / Kar helvası gibi lezzeti yok (Sabit).
Bir de “karsambaç” vardır, kar helvası tarifine benzeyen.
Adana da genellikle yaylalarda kar kuyusundan getirdikleri karı eşeklerin heybesinde dolaştırıp satan yaşlı amcalardan satın alınır. (Aslında son 7-8 yıldır gitmedim ama daha önceki durum bu idi)
Kar rendelenir( ellerin donmaması için temiz bezle tutularak), az sulandırılmış reçel ile karıştırılır, genellikle de vişne reçeli. Sıcak Adana yazlarında super olur.