DERSAADET

DERSAADET

Topkapı Sarayı

DERSAÂDET i. (Fars. der “kapı” ve Ar. sa’ādet ile der-i saādet‘ten) “Saâdet kapısı” anlamına gelen kelime Osmanlı döneminde İstanbul için kullanılmıştır: Bu hâlini neûzubillâhi teâlâ Dersaâdet’çe bir vak’a hudûsuna hamlettim, sebeb-i kederini sordum (). Turhan’ı İskenderiye’den Dersaâdet’e getiren vapur…(Ahmet H. Müftüoğlu).

Kalıcı bağlantı

Related Posts

2 Responses to DERSAADET
  • Devletşah

    Son 50 yılın materyalist düşüncesi ile yaklaşınca İstanbul’un taşının toprağının altın olması durumu “Mutluluk kapısı” olmasıyla açıklanabilir galiba. Malûm saâdet paradan geçiyor günümüzde..

  • Serdar YEÅ?Ä°LYURT

    Maalesef, materyalist düzenin yetiştirdiği bireyler olarak, Dersaadet’in, Osmanlı nezdinde ne anlam ifade ettiğini yorumlamak, bizim açımızdan pek mümkün olmayacak gibi görünüyor. Bu şekilde yapılacak bir yorum, bana göre, dışarıdan “deniz”i ifade etmeye çalışmak gibi birşey! Halbuki, deniz dediğimiz gizemli dünya, anlatılmaz, yaşanır. İçine girip, taa diplerine dalınır. Ancak, böyle keşfedilir kanımca. Osmanlının, Ä°stanbul için niçin “Dersaadet” tanımını kullandığını anlamamız için, Osmanlının azametli dönemlerinde yaşamış olmak gerekir. Hissetmek, teneffüs etmek gerekir o anki atmosferi! O zamanlar, “Dersaadet”tir, Ä°stanbul.. Saadet, yani, huzur ve ferahlık kapısı.. Peki ya şimdi? Ä°nanın, düşünmek bile istemiyorum Ä°stanbulun şimdiki halini. Ruhuma ızdırap veriyor düşündükçe! Sanatçı Uğur Işılak beyfendinin dediği gibi;

    Arıyor İstanbul eski günleri,
    Geceler kahroldu çöktü İstanbul!
    Ellerini açmış, minareleri,
    İçini Allaha döktü İstanbul!

    Ağladı boynunu büktü İstanbul,
    Bizi yüreğinden söktü İstanbul..

    Ahhh Ä°stanbul ah!
    Bilirim matemlisin, bilirim yaslısın, bilirim kızgınsın bize!
    Bilmemki arınırmıyız bu günahtan, döksen bizi Marmaraya, Karadenize..?
    Ne bunca Ä°mparatorluklar, ne de muharebeler yordu seni?
    Korundun, korundun düşmandan yıllarca!
    Lakin,
    Dost bildiğin, can bildiğin vurdu seni..

    Ahhh Ä°stanbul ah!
    Yüzüne bakacak yüzümüz kalmadı!
    Bırak, bırak bari ismini doyaaa doya analım,
    Bundan böyle sen bize yan, bizde sana yanalım..!

    Toprağın altından, yükselir fidan.
    Bakamaz üstüne, yer hicabından!
    Bağrına bastığın vurdu sırtından,
    Matem bayrağını çekti İstanbul..!

    Ağladı boynunu büktü İstanbul,
    Bizi yüreğinden söktü İstanbul..

    Sevgi, hürmet ve saygılarımla..

    Serdar YEÅ?Ä°LYURT

Yorum yapın

YORUMU GÖNDER