AŞK
AŞK (Ar. ‘işk)
- Bir kimse veya bir şeye karşı duyulan çok kuvvetli sevgi ve bağlılık, aşırı muhabbet: Aşk içre azâb olduğun ondan bilirim kim / Her kimse ki âşıktır işi âh u figandır (Fuzûli’den). Senin için aşk oduna yandım (Pir Sultan Abdal).
- Şiddetli istek, tutku: Çeliğe su vermek onun aşkıydı (Ömer Seyfeddin). Bizdik o hücûmun bütün aşıkıyle kanatlı (Yahya Kemal Beyatlı).
- Kadın ve erkek arasındaki çok kuvvetli duygu, sevgi bağı: Bu ihtiyar koca ile bu genç zevcenin aşkı ve anlaşması gibi idi (Ahmet Haşim). İstanbul’un öyledir bahârı / Bir aşk oluverdi âşinâlık (Yahya Kemal Beyatlı) Ondan evvel Osman Bey’in Şeyh Edebâlî’nin kızı Mal Hâtun’la olan aşkı vardı (Ahmet Hamdi Tanpınar).
- tasavvuf. Hakk’ın zuhûruna sebep olan ilk sıfat [Allah bilinmeyi arzulamış, bu arzu ve aşk kâinâtın yaratılmasına sebep olmuştur. Aşk, Hakk’ın zâtına izâfe edilen ilk sıfatı ve ilk zuhûrudur. Mutasavvıflara göre aşk, Hak yoluna giren kimseyi Allah’a eriştiren en kısa yoldur]: Ser-menzil-i her murâda rehberdir aşk / Keyfiyyet-i her kemâle mazhardır aşk / Her sâdır olan neş’eye masdardır aşk (Fuzûli).
Aşk ile: Büyük bir arzu ile cân u gönülden.
Aşk olmadan meşk olmaz: Arzu ve istek olmadan bir şey yapılamayacağını anlatmak için kullanılır: O halde önce isteyeceksiniz. Aşk olmadan meşk olmaz (Ergun Göze).
Aşk olsun:
- Çok beğenilen bir şey karşısında, “Bravo, âferin!” anlamında takdir sözü olarak kullanılır: Ey serimîmâran, himmetine ve kudretine bin aşk olsun! (Rûşen E. Ünaydın). Aşk olsun, hani ben hovardalığı sevmem, ama iyi yapana da bayılırım (Burhan Felek).
- Sitem sözü olarak kullanılır: “Aşk olsun, neden gelmedin?”
- İçki meclislerinde “âfiyet olsun” anlamına gelir: Dolular boş ola boşlar dolsun / Sen hemen iç paşam aşk olsun (Enderunlu Fâzıl’dan).
- Tarîkat ehli arasında hayır temennîsi olarak kullanılır.
Aşk yapmak: Cinsel ilişkide bulunmak: Dilimize son zamanlarda giren “Aşk yapmak” söyleyişi, aşkı maalesef sâdece cinsel alana indirgeyen maddeci görüşün tesiriyle yaygınlaşmış bulunmaktadır (İlhan Ayverdi).
Aşka düşmek: Âşık olmak.
Aşka gelmek: Şevk ve heyecâna kapılmak, coşmak: Şimdi hepsi aşka gelerek kimi sırtından kürkünü, kimi parmağından yüzüğünü, kuşağından kesesini çekip bağışlıyordu (Safiye Erol).
…Aşkına: … Uğruna, yoluna, hürmetine: Pîrim Ali on iki imam aşkına (Pir Sultan Abdal). Allah aşkına, bende biraz gayret bırak ki vedâ edebileyim (Nâmık Kemal). Pâdişâhımız Süleyman Gāzi aşkına şu sözümü dinleyiniz (Ömer Seyfeddin).
Aşk-ı Eflâtûnî: Platonik aşk, maddeyle ilgisi olmayan, yalnız duyguda kalan aşk.
“Aşk dünyanın en tatlı mutluluğu ile en derin acısından yaratılmıştır”
Sevgililer / Sevgi gününüz kutlu olsun arkadaşlar , aşkınızın hiç bitmemesi dileğiyle
aslı ferda
aşk, bildiğim kadarıyla aşaka’dan geliyor. aşaka bir sarmaşık. ama ilginç bir sarmaşık. tüy gibi hafifcik bir tohumu var. zayıf… fakat toprağa düştüğünde canavar kesiliyor. özellikle düştüğü yer bir ağaç dibi ise hızlı bir şekilde ağacı sarmaya başlıyor. önce incecik dallarla.. sonra kalınlaşan dalların dikenleri çıkıyor içe doğru. bu dikenler ağaca batıp onun özsuyunu emiyor. nihayetinde ağacın şeklini almış oluyor sarmaşık.. ama özsuyu emildiği için çürümüş oluyor. ağaç yok oluyor, geriye ağaç şeklinde aşk ya da aşaka kalıyor. islam ansiklopedesinde de benzeri bir bilgi bulunabilir. ama ben güzel bir şahsiyetten sohbet mahsülü olarak öğrenmiştim.. hamd olsun..
Asklar da ayakkabilar gibidir…
Bazilari çamur yagmur, toz toprak kar buz gibi her türlü “kötü hava” kosullarina dayaniklidir.
Bazilari ise ummadiginiz kadar kisa zamanda çabucak “yamulur”
ilk yagmurlu havada “alti açilir” veya güzel havalarda bile “iki günde bozulup” gider.
Asklari da ayakkabilar kadar “itinayla” seçmezseniz, tipki ayaginizda oldugu gibi yüreginizde NASIR olusabilir.
Dar gelen bir ayakkabiyi sadece tarzini begendiginiz için “zamanla açilir” diyen saticiya inanarak alirsaniz, zaman içinde ayak kemiklerinizde “deformasyon” baslar.
Ruhunuzu daraltan bir ask içinde yalnizca fiziksel begeniye kapilip “zamanla düzelir” diyenlere kanarsaniz, yine zamanla içinizdeki olumlu duygularin “çarpildigini” görebilirsiniz.
Asik olabileceginiz insan türü, tipki ayakkabilar kadar degisik stillerde, farkli kalitelerde ve sayisiz “renktedir”….
Aski bir çesit serüven olarak “spor” gibi yasayanlar, aynen “spor ayakkabi” gibi dikkat çekici ve rahat kisileri bulurlar.
Tersine askta tutucu ve istikrarli olmayi benimseyenler “klasik ayakkabi” gibi muhafazakar çizgiler tasiyanlara tutulurlar.
Dekolte ayakkabilar gibi sadece cinsellik ve eglence zevkleriyle ateslenen asklar vardir.
“Bez” ayakkabilar gibi kisa ömürlü “tatil asklari” ise hemen herkesin kisisel tarihinde mevcuttur.
“Marka” ayakkabi alir gibi, sevgilinin kariyerine ve maddi durumuna “tutulan” asiklar görürsünüz.
Kati plastikten “yagmur çizmesi” edinir gibi mantik süzgecinden geçirip “ise yarar” biçimde yasamak isteyenleri de bilirsiniz.
Ayrica ne tuhaf ki, psikolojik testlerde “zaafi”olup evine sayisiz çesitte ayakkabilar yigan insanlarin ayni zamanda “degisik” türde asklara da zaafi oldugu söylenir.
Evet ask “ayakkabidir”.
Aynen ayakkabiniza bakim yapmayip “hor” kullandigniz zaman kolayca eskittiginiz gibi, askiniza da dikkatli davranmayip özen göstermediginiz zaman kisa sürede “eskitirsiniz”.
Ve nasil ki “delik” bir ayakkabiyi tamir ettirdiginizde yalnizca “bir miktar” ömrünü uzatmis olursaniz; “delik” bir aski onarmaya kalkistiginizda da “asla eskisi gibi olmayacaktir”!
Muhabbet kuÅun uçabildiÄi kadar uçmasıdır, Åevk kanadı kırılırcasına uçmasıdır, AÅk ise kanadı kırıldıktan sonra dahi uçmasıdır⦠ALEME BAKIN ARKADAÅ?LAR ALEM DÃNÃYORâ¦
bu sayfaya bi girdim çıkamıyorum!
sözlükten çıkıp hemen altta yorumlara girdim ki söz panayıra girdim dedim..