Filler Asya kıtasında Afrika’dakinden başka bir yere sahip. Afrika’da dişleri için avlanan ama çoğunlukla çok korkulan bir hayvan iken Asya’da bilgeliğin timsali, insanın en iyi dostlarından birisi olarak görülüyor. Evcilleştirilen filler ile her türlü ağır iş yapılırken, savaşlarda da yıkıcı güç olarak yer alıyorlar. Gittiğimiz fil bahçesinde hayvanlar özel eğitime tabi tutulup, hala bazı işlerde kullanılıyolar. Yapılan gösterilerden elde edilen gelirler fillerin bakımına ve korunmasına harcanıyormuş. Böyle bir yerin girişinde her yerde serbestçe dolaşan babunların kafeslerde olması biraz düşündürücüydü. Tayland’da fillerin hala askeriyede görev aldıkları ve eğitime tabi tutulduklarını öğrendiğimde çok şaşırdım.

Malum uzakdoğu hepimizin severek seyrettiği, evinde en az bir kere başarılı ya da başarısız yetiştirme denemeleri olan orkidelerin de anavatanı. Fillerin futbol maçını seyrettikten az sonra orkidelere olan düşkünüğümü bilen eşim beni kocaman bir orkide bahçesine götürüyor. Bugüne kadar sadece fotoğraflarda gördüğün onlarca çeşit orkidenin içinde kendimi kaybediyorum. Hepsinden birer tane alıp, evdeki diğer 15 tanenin yanına getirmek istiyorum. Yahya bu isteğimi de gerçekleştirmek için hemen araştırmalara başlıyor. Gelin görün ki orkidelerin vatanlarını turisttik ziyaretlerle terketmeleri yasak. Ancak buket halinde, özel paketlenmiş olarak, tüpler içerisinde götürülmesine izin veriliyor. 1 ay vazomuzu şenlendirdikten sonra da ölüyorlar. Benim gibi saksılarla evini doldurmuş birisi için pek cazip bir yol değil. Havalimanında olacaklardan habersiz her cinsine, her rengine ayrı ayrı bakıp iç geçiriyorum.

Yahya Tayland düğününe gideceğimizi söylediğinde ilk önce şoka girdiğimi söylemeliyim. Sonradan anladım ki gideceğimiz yer Tayland kültürünü anlatmak için kurulmuş küçük bir yer. İçerisinde yüzen pazardan tutun, eski Tayland evlerine herşey var. Fillerle taşımacık yapan köylüler, orkide yetiştiren bahçıvanlar, içinde kano kullanabildiğiniz göller kısacası minik bir Tayland yapıp adını The Rose Garden koymuşlar. İçinde bir de otel bulunuyor.

Gittiğimizde geleneksel kıyafetleri içinde hanım hanımcık kızlar bizi soğuk havlularla karşıladı. Sıcak havada nasıl iyi geldi bilemezsiniz. Sonra salona geçip, Thai müziği dinledik. Ardından da düğün merasimi başladı. Damat tarafından bohçaların kız evine gittiği, kız evinden bereket için pirinçlerin serpildiği, düğün gecesi çayda çıraların oynanadığı bir köy düğünü hayal edin… Dünyanın her yerinde düğün ritüelleri bir anlaşılan. Seyrettiğimiz düğün de böyleydi.

*TOPLANTILRDAN VE FLICKR’DA YAŞADIĞIM BAĞLANTI PROBLEMLERİNDEN DOLAYI FOTOĞRAFLARI YÜKLEYEMİYORUM. EN KISA SÜREDE BURADA OLACAKLAR.