Başlıkta dikkatinizi çeken bir kelime var mı? Elbette var. İki kelimede de shaka geçiyor. Durban yazısında da geçmişti. Peki Shaka’nın anlamı nedir?

Shaka 1800’lü yılların başında yaşamış ve Zulu kabilesinin kurulmasını sağlamış olan kralın adı. Kendisi hem halkı tarafından hem de İngilizler tarafından zalim olarak tanımlanıyor. Tabi burada büyük bir çelişki ortaya çıkıyor. Madem bu kadar zalimdi neden her yere ve her şeye onun adı veriliyor? Bu zalim kral annesinin cenazesinde 7000 Zululuyu canlı canlı annesine yoldaşlık etsin diye gömdüğü yıllarda İngilizleri de topraklarından silip atmış. Onun ölümüne kadar kolonist İngilizler Zulu topraklarına bir daha ayak basamamış. Bu nedenle Güney Afrika’nın temellerini atan kişi olarak görülüp her şeye onun adı veriliyor.

Maçtan sonraki ilk günümüzde 2 saatlik bir yolculuğun ardından, 1984 yılında bir televizyon dizisi için kurulan seti, Shakaland’i ziyarete gittik. Dizi efsanevi kral Shaka ile ilgiliydi. Ben gitmeden önce diziyi seyretmiş kullanılan figüran sayısına ve gösterilen gayrete hayran kalmıştım. Dizinin çekimleri bittikten sonra hazırlanan setin turistik amaçla kullanılmasına karar verilmiş ve biraz bakımla o günden bugüne korunmuş.

Setin içine daha sonradan küçük bir otel ve restorant eklenmiş. Biz de Zulu geleneksel dans gösterilerini seyrettikten sonra yemeğimizi burada yedik. Zuluların kendilerine has en bilinen gıdası bira. Bunun dışında patates, balkabağı gibi kök sebzeler en önemli yiyecekleri.

Hep belgesellerde seyrettiğim Zulu kabilesinin içine dolaşmak, topraktan evlerinde oturmak, boncuktan modernize kıyafetlerini görmek değişik bir duyguydu.

Shakaland turumuzdan dönerken gördüğümüz timsah çiftliği inanılmazdı. Güney Afrika’da timsah eti sık tüketilen etler arasındaymış. Ayrıca malum derisi de çok kıymetli. Gördüğümüz çiftlik gibi yerlerde bol miktarda timsah yetiştirilip ihracatı yapılıyormuş.

Son günümüzde Durban sahilinde kurulmuş olan su parkına Ushaka Marine World‘e gittik. Aslına bakılırsa o gün Durban’ın her yeri su parkı şeklindeydi. Daha otelden çıkmamızla başlayan yağmur, otobüsümüze binmeden bizi sudan çıkmış balığa çevirmişti.

Yağmur altında yunuslarını gösterisini seyrederken aklımda hep bu yıl Oscar kazanan belgesel Cove vardı. Yunusların nasıl yakalandığı ve başlarına neler geldiği ile ilgili bir belgesel. Sanıyorum şu sıralarda NTV yayınlayacak. Kaçırmamanızı tavsiye ederim.

Yunus gösterisinin ardından foklarla yapılan tam çocuklara yönelik bir de tiyatro seyrettik. Tabi bu arada ıslanmayan hiçbir kıyafetimiz de kalmadı. Nihayet kendimizi kapalı bir yere attığımızda bizi harika bir akvaryum bekliyordu. Dünyadaki en büyük ve en önemli akvaryumlardan birisini gördükten sonra ondan çok daha küçük ve daha az interaktif olsalar da yeni gördüklerimde nasıl aynı şekilde heyecanlanabildiğimi inanın ben de bilmiyorum.

Sırılsıklam ıslandığımız ama yine de çok keyifli bir gün daha geçirdiğimiz Ushaka Marine World’den inanın zorla ayrıldık. Sanıyorum bu isteksizliğin en önemli sebeplerinden birisi de ertesi gün Durban’dan ayrılacak olmaktı.