Pandora'nın Menüsü
Bundan böyle sitede zaman zaman konuk yazarlarımız olacak. Bazen yemekten, bazen edebiyattan, bazen de müzikten kısacası herÅeyden bahsedecekler. Ä°lk konuk yazarımız Melike, bir sohbetimiz sırasında bize anlattıÄı seyahat hikayesini sizin için kaleme aldı.
Konuk Yazar: Melike Türkan BaÄlı
2000âli yılların baÅı…
Tam olarak: 2000 yılı…
Bir zamanlar hayalini kurduÄumuz â2000â gelmiÅti iÅte⦠Ama 2000, çocukken kurduÄum hayallerin hiç de parçası olmayan bir yerde, yeni kıtada bulmuÅtu beniâ¦
Amerikaâda doktora tezimle ilgili çalıÅmak üzere bulunduÄum Connecticut eyaletinin Hartford Åehri, sigortacılık sektöründeki baÅarıları ile mâruf Åirketlerin temsilciliklerinin mekân tuttuÄu, sıkıcı mı sıkıcı bir Åehirdi. Bunu, Hartfordâu az-çok bilen herkes rahatlıkla itiraf ederdi. Ben ise, belki de biraz memleketten uzak olmanın verdiÄi hasretle ve Åehre içten içe duyduÄum öfkeyle, bu sıkıcılıÄı tanıdıÄım-tanımadıÄım herkese ilân etmeyi görev addetmiÅtim âdeta. ÃalıÅma programımın esnek oluÅundan da yararlanıp her fırsatta Hartfordâdan kaçıyor, çoÄunlukla kâh güneye -ikibuçuk saat uzaklıktaki New Yorkâa-, kâh kuzeye -iki saat uzaklıktaki Bostonâa- günübirlik yolculuklar yapıyordum.
New York ve Boston dıÅında kalan bazı Åehirler de seyahatlerimin rotasını belirlememde rol oynuyorlardı. Bunlar, beni dâvet eden arkadaÅlarımın yaÅadıkları Åehirlerdi. Ä°Åte 2000 yılının Mayıs ayında, Indianapolis ve Dallasâtan sonra Albequerque ve Santa Feâyi görme fırsatı çıkmıÅtı önüme. Bu sefer, iyice Batıâya, New Mexicoâya, arkadaÅlarım Melinda ve Mary Louâyu ziyaret etmeye gidiyordum.
Uçak biletimi almak üzere bilgisayarın baÅına geçtim. Bileti almak için girdiÄim internet sitesi, pek çok seçenek saÄlıyordu yolcuya. Saat kaçta gideceÄinizi, hangi baÄlantı uçuÅunu tercih ettiÄinizi, koltuÄunuzun koridorda mı, pencere kenarında mı olacaÄını alıÅveriÅ basamaklarında adım adım belirleyebiliyordunuz. En sonunda iÅleminizi tamamlıyor ve size verilen numarayla, havaalanına gittiÄinizde biletinizi alıp uçaÄa doÄru yollanabiliyordunuz.
Ä°Åte ben de, bir heves, tıklaya tıklaya geçiyordum iÅlemden iÅleme⦠(âNe var bunda? Artık herkes internetten alıyor her bir Åeyiniâ demeyiniz lütfen. O yıllarda, bizim memleketimizde böyle alıÅveriÅ yapma imkânı da, becerisi de, alıÅkanlıÄı da pek olmadıÄından, Yeni Dünyaâda bu da yeni bir Åeydi benim için). Ä°Åi biraz da eÄlenceye vurmuÅtum: KoltuÄumu filan da belirledikten sonra, karÅıma çıkan yemek menüleriyle ilgili sayfada, bugüne kadar benim için hiçbir problem teÅkil etmemiÅ olan âstandartâ menüyü deÄil de, vejeteryan menüsü, kosher (Yahudi) menüsü ve Åeker hastaları için olan menünün altında bir yerde yer alan âmuslim menuâyü (müslüman menüsü), âbakalım bu da istediÄim gibi olacak mı?â diyerek merak ve eÄlence duygusuyla iÅaretledim. Bileti satın alma iÅlemlerini tamamladım ve verilen numarayı defterime kaydederek bilgisayarın baÅından ayrıldım.
Yolculuk günü geldi çattı. Havaalanına gittim ve sihirli numaramı bankodaki görevliye gösterdim. âAçıl susam açılâ demiÅim gibi, benim adımı ve bütün bilgilerimi buldu bilgisayarından. Ä°Åte biniÅ kartlarım! Bütün bilgiler de benim belirlediÄim Åartlarla uygunluk gösteriyor!
UçaÄa bindim. Gerçekten de kendi elceÄizimle seçtiÄim koltuktayım. YanlıŠhatırlamıyorsam, Houstonâda aktarma yapıyoruz. Yeni uçaÄımızda da yerimi elimle koymuÅ gibi buluyorum. Pencere kenarında, tam da istediÄim gibi! Güzelce yerleÅiyorum. Kendi kaderimi kendim belirlemiÅ olmaktan dolayı garip bir zevk içindeyim. Tuhaf tuhaf sırıtıyor olsam gerek. âVay be!â diyorum içimden. âÄ°Åte sistem bu!â Keyfime diyecek yok.
Yemek servisi baÅlıyor. (Bu âyemekâ kategorisinde bir yemek deÄil; âsnackâ dedikleri türden âatıÅtırmaâ yemeÄi). Yanımda oturan karı-kocaya, öteki taraftaki koltuktakilere verdiÄi kutulardan veriyor hostumuz. Ama bana, evet bana, -ben baÅka bir seçenek iÅaretlediÄim için, onlar da benim iÅaretlememi kaale aldıkları için, bu büyük ülkedeki binlerce iç hat uçuÅunun organize edilmesi gereken yıÄınla ayrıntısının içinde beni de ayrıca dikkate aldıkları için, servis arabasının altından çıkardıÄı baÅka bir kutuyu uzatıyor! Evet! âMüslüman menüsüâ tercihi yaptıÄım son tıklamanın gereÄinin de yerine getirilmiÅ olduÄunu görüyorum. Internetteki alıÅveriÅim, bir muskada yazılı dualar gibi, tuhaf ve mükemmel bir düzen içinde gerçeÄe dönüÅüyor.
Bu mükemmel düzenin son basamaÄında elime ulaÅan kutuyu, önüme açtıÄım masanın üstüne koyuyor ve kutunun kapaÄını heyecanla kaldırıyorum. Ve âmüslüman menüsüândeki yiyecek maddeleri ve yardımcı araçlarla tanıÅıyorum:
- 3 adet ince bazlama (avuç içi büyüklüÄünde âânaanâ yazıyor pakette, yani bir tür Afgan ekmeÄi)
- 1 küçük kap elma püresi (aÄzı jelatinle kapatılmıÅ)
- 1 bardak su (plastik bardakta-aÄzı jelatinle kapatılmıÅ)
- 1 adet plastik bıçak
- 1 adet beyaz peçete
AÄzım açık, gözlerim kutudakilere mıhlanmıŠbir durumda, kalakalıyorum. Beynim, bir an için, sonsuz bir hızla, bu malzemeleri iÅleme soktuÄu çeÅitli tarifler yaratıyor; sonra bunları siliyor, yeniden yazıp yeniden siliyor:
- Târif: Bazlamalar birbirinden ayrılır. Elma püresi, plastik bıçakla ince bir tabaka hâlinde bazlamalara sürülür. Elma püreli bazlamalar âfiyetle yenir; sonra da üzerine bir bardak su içilir.
- Târif: Bazlamalar birbirinden ayrılır. Elma püresine bandırılarak yenir. Ãzerine su içilir. Bıçak, çantaya kaldırılır.
- Târif: Bazlamalar birbirinden ayrılır. Tepsiye bir bazlama konur. Elma püresi bıçak mârifetiyle sürülür. Ä°kinci bazlama bunun üzerine kapatılır. Yeni bazlamanın üstü de elma püresiyle sıvanır. Elma püreli bazlama tostu, âfiyetle, su eÅliÄinde yenir.
- Târif: Bazlamalardan biri boÅ, diÄeri elma püreli olarak servis edilir. Su ve üçüncü bazlama, ne olur ne olmaz diye saklanır.
Ben, beynimin içinde, bu tuhaf târiflerle meÅgulken, yanımda oturan kadının kutusuna bakıyorum: Bir elma ve bir kek! Kırmızı, çıtır çıtır bir elmayla, muhtemelen vanilya, yumurta, un, Åeker ve yaÄ ile yapılmıÅ, iÅtah açıcı bir kek! Yutkunuyorum. Kadın, bir önümdeki kutuya bir de bana bakıp, âsiz ne yaptınız da size böyle bir Åey geldi?â mânâsına gelecek bir Åey söylüyor. Å?aÅkınlıÄımı hâlâ üzerimden atamamıŠbir hâlde, bileti nasıl aldıÄımı ve âmüslüman menüsüânü nasıl iÅaretlediÄimi anlatıyorum. âMüslüman menüsüâ hazırlanırken temel olarak iki maddenin âalkol ve domuz etinin- yiyeceklerde bulunmamasının yeteceÄini, ve Åimdi, karÅı karÅıya kaldıÄım bu tuhaf içerikli menüye ne anlam vereceÄimi ÅaÅırdıÄımı söylüyorum. AnlayıÅla dinliyor beni kadın; âgerçekten ilginçâ diyor, âama dert, domuz eti ve alkolse, bundan sonraki sefere kosher menüsünü iÅaretleyin, gayet güzel bir yemek yersinizâ.
Bu sefer de bir müslüman olarak, tercihlerimin Yahudi menüsüyle uyuÅuyor olmasının ve bu yönde bir tavsiye almıŠolmanın yarattıÄı paradoksun ÅaÅkınlıÄını yaÅarken aklımdan Åu cümleler geçiyor: Evet… Ben müslümanım. Batılı zihinlerinizde yarattıÄınız ve tek bir tipe indirgediÄiniz müslümanlardan biri. Bir çöldeki kum taneleri gibi birbirine benzer bulduÄunuz, ama bir çöldeki kum taneleri gibi her biri ötekinden farklı milyarlarca müslümandan biri. Yoksul ve kanaatkâr olduÄumuza ve bunu arzu ettiÄimize iliÅkin bir algıyla hareket ederek, yoksulluÄu ve kanaatkârlıÄı çaÄrıÅtıran garip bir sofrayı önüne serdiÄiniz, bu arada da yoksul ve kanaatkâr kalmasını istediÄinizi hissettirdiÄiniz bir müslüman yolcu. Ben müslümanım. EkmeÄimi yer, suyumu içer, tatlı niyetine elma püresiyle iktifâ eder, sofradan âyarabbi Åükürâ diyerek kalkarım. Etliye sütlüye karıÅmam. Etli-sütlü yemem; sevmem de zaten… Ekmek ve elma püresi severim. Bir lokma, bir hırka, yaÅar giderim. Sizin donuk ve kıt muhayyilenizde…
Uçak yavaÅ yavaÅ alçalırken, yanımdaki kadın, âkocam Åeker hastası; isterseniz onun elmasını size vereyimâ diyor. TeÅekkür ederek elmayı alıyorum. Pencereden dıÅarı bakarak güneÅin altında uzanan kırmızı çölü seyrediyorum.
güzel bir konu ve fikir. tebrik ediyorum konugu ve sizi.
yazdığınız herşeye katılıyorum. konuyla çok alakalı değil ama bir şeyi düzeltmek istiyorum. müslümanların sakınması gereken tek şey domuz eti ve alkol değildir. Allah adı söylenmeden de kesilen etleri yiyemiyoruz. ama yahudiler hak dininden oldukları için onların kestikleri et yenilebiliyor. Kesilen etler hakkında bir bilgi yoksa şüpheye girip yememek lazım.
Sevgiler
ne kadar güzel ve akıcı bir anlatım..
yorumlarınız da çok manidar 🙂
teşekkürler paylaşımınız için..
Cok güzel fikir, cok etkileyici anlatim, ve cok ilginc bir ani olmus. Aklina saglik, Devletsah..yazanin da ellerine.
Sevgiler,
Eda
Olayın değindiği nokta kadar dil de akıcı olmuş. Maalesef konu ise bize bakış açılarını dediğiniz gibi yansıtıyor.
Sevgili Melike Türkan Hanimefendi ve Devletsah,
Ikinize de emekleriniz icin tesekkur ederim. Yaziniz cok guzel olmus Melike Hanim. Ayni yollardan gecmis birisi olarak soylediklerinize sonuna kadar katiliyorum. Insan Muslim menusu yese gelen menu ile biraz kendini kotu hissediyor, Kosher yese yine ayni sekilde, Kosher yemek her ne kadar dini acidan uygun olsa da ben Muslumanim ve oyle bir menu yeme secenegi varken neden Kosher seciyorum diye uzuluyor. Tam bir ikilem. Cok guzel bir noktaya parmak basmissiniz. Tesekkur ederim.
itikadımızca yemek seçmek doğru değildir, o yüzden başınıza gelmiş bu olanlar… seçtiğinizi yemişsiniz haliyle…
: )
ahahah. ellerinize sağlık. pey eylendim.
ayrıca şu an itibariyle (27 Mart 2007, Amerika doğu saatiyle 9)
sağ freymde görünen ilgili yazıların:
Bezeli Elma Tatlısı
Bazlama
Çikolatalı Elma Tatlısı
Elma – YE
olmasını çok manidar buldum.
yannız yol arkadaşınız atmış. bildiğim kadarıyla koşer menüde bir alkol problemi oluyo, zira yahudilerinin bizden daha fazla yemek kısıtlması olmasına rağmen, alkol bu kısıtlamalardan biri deil.
Sevgili Melike ve Devletsah,
Harika bir yazi. Coldeki kum taneleri ve Musluman milyarlarin ayniligi benzetmesine bayildim. Lewis ve Huntington’in sacmalamalarina sahane bir cevap diye dusundum. Daha coook yazilarini okumak dilegiyle Chapel Hill’den ikinize de sevgiler,
Sanirim konunun basligi degismis, neden acaba? “istedigini yemek” gibi bir baslik animsiyorum da ben ..
Gerci bu da yakismis 🙂
Eda
Edacığım;
Yazarımız bu başlığı göndermeden önce ben yayına vermiştim. O da o sırada bana başlığı göndermiş. Tabi ben epey süre sonra fark ettim. Hemen değiştirdim.
Çok isabetli bir yazı olmuş ve dil çok akıcı, tebrik ederim. Değinilen konu ise oldukça manidar.. Ellerinize sağlık…
neşli bir anlatım ve çok ustaca işlenmiş ve başlık süper ötesii
ama konu okadar sevimsiz kiii insan tebessümünden suçluluk duyuyor
Merhaba Melike Hocam;
En az dersleriniz kadar yazınız da akıcı… Çok özledim sizi… Belki siz beni anımsamazsınız bile ama iyi ki vardınız ve iyi ki varsınız… Yazınızı çok geç fark ettim ama iyi ki fark ettim… Benzer bir sorun ben de yaşamıştım… Elinize sağlık…
Devletşah hanım bu anıyı bizlerle paylaştığınız için teşekkürler…
Huzurlu geceler…