Londra Günlüğü
Konuk yazar köÅemizin bu haftaki yazarı daha önce sizden gelenler köÅesinde Ballı Kurabiyeleri ile kızını misafir ettiÄimiz Hilal Birecik. Nisan ayının baÅında eÄitim için gittiÄi Londra seyahatini bizler için yazdı.
Hilal Birecik
23 Nisan 1973âde Ä°stanbulâda doÄdu. 4 yaÅındayken babasının mecburi hizmeti nedeniyle ailesi ile Edirneâye gitti. Liseâyi bitirdikten sonra Ãniversite okumak için Ä°stanbulâa geri döndü. Okulunu bitirip reklamcı olmak istiyordu. Y&R/Reklameviânde âveri analistiâ olarak çalıÅmaya baÅladı. Aslında tiyatrocu olmak isterdi, içinde kalmaması için Å?ahika Tekandâın Stüdyo Oyuncularâında derslere katıldı. 2 yıl sonunda tiyatroculuÄun reklamcılıkla beraber yürümeyeceÄine karar verdi. 2000âde evlendi. 2002âde anne oldu. Hâlâ aynı reklam ajansında severek çalıÅıyor.
Londra GünlüÄü
30 Mart 2007 Londra uçaÄına 10 saat var:
Ä°nsan nasıl heyecanlanır yeni bir yere gitmeden önce deÄil mi? Gece uyayamaz, çocuksu bir hal geliverir üstüne. Daha önce filmlerde görülen, fotoÄraflarına bakılan sokaklarda yürümek, adlarını duyduÄun ama içini bilmediÄin müzelere gitmek hatta ünü Türkiyeâye kadar gelen müzikalleri, Åovları canlı canlı seyretmek hayal olmakdan çıkıyordur çünkü.
Bu sefer öyle deÄil. Kızım kızım, canım kızım âBen seni çok özleyeceÄim, gitme anneâ diye aÄladı aÄladı en sonunda uyudu.
31 Mart 2007 sabah 05.00
İçim buruk, yüzüm düÅük taksiye bindim. EÅim âAaa hadi ama aklın burda kalmasın, git güzel güzel gezâ diyor. Londraâya üçüncü kez gidiyorum; acaba haftasonunu Türkiyeâde mi geçirseydim? Ãok mu gerekliydi, bilmediÄim yer mi? Gidip bir sürü de para harcayacaÄım. Her yerden daha pahalı. Bir kahve bile 4 pound.
31 Mart 2007 sabah 06.00 İstanbul, Atatürk Havalimanı
Ofistekilere lokum almak gerek. Türkiye araÅtırmasında bana yardım eden meslakdaÅıma da bu sefer deÄiÅik birÅey bulmam lazım. Geçen sefer de lokum götürmüÅtüm. Haremâs Secret diye yeni bir marka mı çıkmıÅ? Belki yeni deÄil ama ben ilk kez görüyorum. Otantik olması için özen gösterilmiÅ ambalajlar, o dizayna uygun yazı fontu, sırtı gözüken sola bakan bir kadın resmi. Oryantalist gözünden Harem. Peki kim yapmıŠbu markayı: Biz âTürkler- yapmıÅız. âSiz Batılı kardeÅlerimiz, siz bizi böyle gördünüz, fark etmez böyle görün bize dokunmaz. Hatta buyrun satın da alın yeter ki alın.â. Haremâs Secret adında herhangi bir Åey alınmadan, Divan lokumları bulunsun, D&Râdan Tanburi Cemil bey volume 1âi âÄ°nÅallah anlaÅılırâ diye alınıp uçaÄa yollanılsın.
31 Mart 2006 Londra, Ä°ngiltere saati ile 13.30
Bu ne kalabalık? Herkes Londraâya mı geldi? H&Mâe girip Madonna ne yapmıŠdiye bakamayacak mıyım? Ama çok ayıp olmaz mı Madonnaâya. Carnaby Streetâe git Hilal, Octopus maÄazasında komik ve renkli objelere bak Hilal. Ordan geç karÅıya, Regentâs Streetâde dev oyuncak maÄazası Hamleyâs e bak Hilal. Bir yandan da iyi ki kızını getirmedin diye Åükret. Bu nasıl bir tüketim? Herkes alıÅveriÅ yapıyor herkes!
Bir an önce sorumluluklar yerine getirilmeli. Ä°nternette Defneânin beÄendiÄi Cinderrellaânın bal kabaÄı arabasını almak. Early Learning Centerâdan alınacak, bir tek orda var. O da Sloane Squareâde. Gitmek için bir kere metro deÄiÅtirmek yeterli. Londraânın metro sistemi mükemmel. Hop oradan hop buraya. Kolay anlaÅılır, kullanıcı dostu. Klimalar fazla mı çalıÅıyor sanki? Yeraltında yürü yürü, merdivene bin, saÄda dur, afiÅlere bak. Bugün metro kullandım, yarın yürürüm. Sürekli yer altından gidince, moralim bozuluyor.
Aslında yürünerek ne güzel gezilir bu Åehir, parlemento binasının bulunduÄu yerden baÅlarsın geziye, köprüyü geçersin saat kulesine selam verirsin, ne de olsa semboldür. Waterloo tarafında akyarvumâu ziyaret edebilirsin ya da London Eyeâa biner, tepeden bakarsın Londraâya. Ama asla Ä°stanbulâa baktıÄın gibi olmaz.
Döner, West Ministerâdan, St. James parkının içine dalarsın. Nehirde kanolar, kürek çekenler, ördekler, hepsi nasıl huzur verir insana. Sonra Hyde Parkâa baÄlanır, ister Oxford Streetâe istersen saÄdan Covent Gardenâa kadar yürürsün.
Eskiden Londraâya gidenlere liste hazırlardım. Bir gün klasik Åehir turu, bir gün mutlaka zencefil kokan Camden Town ve ikinci el maÄazalar. Bir gün de Tate Modern. Ä°stenirse ve büyüklüklerinden gözleri korkmayacaksa; National Portre Galery, British Museum. Ve mutlaka bir kitapçı gezilecek. Mis gibi kahve içilip nefis tatlıların tadına bakılmak üzere Pret a Mangeâde oturulacak. Gece de âOperadaki Hayaletâ veya âSefillerâ seyredilecek. Gerçi Åimdi âAslan Kralâ daha popüler, ilk kez gideceklerin dikkatine…
1 Nisan 2007 Pazar
Covent Gardenâa gitmeden olmaz. Lester Squareâden yürüyerek 5 dakika. Tiyatroların olduÄu sokaktan geçilerek gidiliyor. Müzikaller sokaÄı: St Martinâs Lane. Ä°nsanlar kapılarında kuyruk. Burada gerçekten tiyatro bir hayat tarzı mı? Neden o zaman tanıdıÄım Ä°ngilizlerden hiçbiri müzikallere gitmiyor? Peki kuyruktakilerin hepsi turist mi? Sokaklar karamel kokuyor, büfe gibi bir yerde fıstık kavuruyorlar çünkü. Kesin nasıl yapıldıÄını DevletÅah bilir. Sokaklarda evsizler dilencilik yapmıyorlar, dergi satmaya baÅlamıÅlar. Dilenmiyorlar ama birinin âBirileri lütfen alsın, lütfen alsınâ diye baÄırması dokunuyor insana.
3 â 4 Nisan 2007
EÄitim. EÄitim. EÄitim. Dünyanın farklı yerlerinden gelen 20 kiÅiyiz Londraâda. Herkes çok Åeker, çok samimi. BeklediÄimden daha rahat davranıyorum, daha rahat Ä°ngilizce konuÅuyorum. 20 senedir bu dille bir Åekilde içli dıÅlıyım ve hâlâ kendisine karÅı tedirginim.
5 Nisan 2007 DönüÅ
YaÅasın dönüyorum. Kızım canım kızım, nasıl da kucaklıyor beni. Annem anlatıyor, ilk gece resmime sarılıp âAnnem beni bırakmasınâ diye aÄlamıÅ. Anne olduktan sonra nasıl da deÄiÅiyor herÅey. Ä°nsan ne güzel öÄreniyor kendinden önce hep bir baÅkasını düÅünmeyi. Londra güzeldi ama iyi ki zaman çabuk geçti.
tek kelımeyle oradaydım sankııı…harıkaaaa…
Edebi potansiyel gördüümü sööliyebilirim..sakinlestirici dialoundan sona acizane kendimi göremedim…sizi beenerek izliyorum.
Merhaba,
3 sene önce ben de eşimle gitmiştim Londra’ya, oradan da İskoçya’ya devam etmiştik. Açıkca söylemem gerekirse, Londra’da inanılmaz hayalkırıklığı yaşadım, bir daha git deseler gitmem diyecek kadar. Beğendiğim sadece 2 yer vardı, Nothing Hill ve kendine has dokusuyla Camden Town.. Hele London eye’ın olduğu yere metrodan çıkınca kendimi Karaköy’de sandım:)
Ama İskoçya şahaneydi tek kelimeyle.. Yeşil, sakin, huzurlu… Edinburgh’a gidin.. HighLand’e gidip Loch Ness trip yapın, kaleden şehre bakın…Yollarda gezinen tilki ve sincaplarla mutlu olun…Tiles ve The Dome’a gidip benim için de birşeyler yiyip için:)