İşte Dünya Kupası
Dünya Kupası’nın hatırlattıkları…
Bir önceki Dünya Kupasında neredeyse bütün maçları seyretmiştim. Bunda herhalde Türkiye’nin başarısının da yeri vardı. O vakitler çalışıyordum. Hemde çok ağır şartlarda çok yoğun çalışıyordum. İş yerinde maç saatlerinde derin bir sessizlik oluyordu. Telefonlar çalmıyordu. Müdürlerin toplantıya gitmesi iple çekilen anlar halini almıştı. Türkiye maçları olduğunda biraz tolerans gösteriliyor, ofislerdeki televizyonların açılmasına izin veriliyordu. Bulunduğum binada penceresi olmadığı için az kullanılan bir toplantı odası (daha sonra 3 sene kadar benim odam olmuştu) maç seyretmek üzere düzenlenmişti. 30 kişi, bir projeksiyon aleti, TV kartı olan bir bilgisayar ile neredeyse bütün maçları stattan seyrediyormuşuz gibi seyretmiştik. Dediğim gibi heyecan yüzünden odanın havasız kalması, temmuz sıcağı olması hiçbir şeyi etkilememişti. Çalışan tek bayan olmanın avantajıyla ön sıradan yerim ayrılmış oluyordu. Zaman zaman kulaklarım arkamda oturan birisi tarafından kısa süreli kapatılıyor, çoğu zaman açıldığında "Pardon Devletşah hanım." Kaçan gollerden sonra genelde duyulan ilk şey "Devletşah hanım size zahmet kulaklarınızı bir kapatır mısınız!" oluyordu. Ben de "Temiz tribün istiyoruz!" sloganıyla cevap veriyordum. Kapatmadığım taktirde "galiba sizin telefon çalıyor" gibi bahaneler uyduruyorlardı. Gerçi o zamanda bana hem çıkış hem de tekrar giriş için yol vermeleri gerekiyordu. Zaman zaman ağızdan kaçanlar olabiliyordu. İşte o gün yenilen golden çok o an konuşuluyor, gülünüyordu. Maçlardan çok yaşadığımız bu komik anlar aklımda kalmış.
Bir de bu koca grubun "Coca Cola’nın dünya kupası bardağından istiyorum" demem üzerine midesi delinircesine kola içtiklerini hatırlayıp gülüyorum. Eh ne de olsa ben onların bir tanecik kızlarıydım.
Bu sene tatilimizi geçirmek için Almanya’ya gitmeyi düşünüyorduk. Hatta Dünya Kupası zamanına getirip ilginç tecrübeler yaşamayı düşünmüştük. Ancak program yapmak için bugün yarın derken geç kaldığımıza karar vererek vazgeçtik. En sevdiğim taraftarlar olan portakalları ve Brezilyalıları fotoğraflamayı çok isterdim. Katılabilseydik herhalde bizde renkli taraftarlar olurduk.
Bu sene nedense hiçbir maçı seyretmek gelmedi içimden. Yalnızca final maçını seyretmeye karar verdim. Herhalde geçen kupadaki heyecanlı dakikaları evde tek başıma yaşayamıyacağımdan olsa gerek. Bu sefer Dünya Kupası bardağını bulmak da çok kolay oldu.
Ancak sabahtan beri Arjantin – Almanya maçından bahsediliyor. Dayanamayıp televizyonun karşısına oturdum ve maçı seyretmeyi bekliyorum. Kimi mi tutuyorum? Tabi ki kazananı…
Efenim bana da Dolmakalem’i hatırlatıyor nedense 🙂
Ben de o sıralarda çalıştığım yerde tek bayandım ve bizim de büroda oturup maç izlerdik. Hatta birkeresinde bizimkiler de abartıp müdürün odasında projeksiyon aleti ile bakmışlardı. Ozamanlar Türkiye de vardı, şimdi ne ilgileniyorum ne izliyorum. Hatta yeter artık bitse dediğim bile oluyor sanki evde çok izleyen var da 🙂