Giyinik'im
Size oluyor mu bilmiyorum ama bana ara sıra olan bir şeyden bahsedeceğim. Sokakta yürürken birisinin gömleğini, başka birisinin ayakkabısını beğeniveriyorum. O anda da kafamın içinde flaşlar çakmaya başlıyor. Bu pantalon şu gömleklerimle, şu babet bu, bu, ve bu eteklerimle süper olurdu gibisinden düşünceler sarıyor kafamı. Ondan sonra da unutup gidiyorum…
Geçenlerde dışarıdan danışman olarak çalıştığımız Efe ve Cevher bir toplantı için ofise geldiklerinde Cevher’in İstanbul tişörtünü gördüp “Aaaa. Süpermiş. Ben de istiyorum!” diye atladım. “Biz tişört işine girdik satalım sana” dediklerinde ise epeyce güldük. Ardından toplantıya girdik ve ben tabi ki konuyu unuttum gitti.
15 gün sonra Efe tekrar geldiğinde elindeki paketi bana uzatı. “Güle güle giyiniz. Giydikçe bizi hatırlayınız.” dediğinde yaptığım şımarıklıktan utanıp “niye zahmet ettiniz, giç gerek yoktu” diyebildim. “Yok canım. Ne zahmeti, dedik ya tişört işine girdik.”
O gün şaka yaptıklarını zannettiğim şey gerçekmiş. Efe ve Cevher Threadless‘ın Türk versiyonunu yapmaya başlamışlar. Yani siz istediğiniz gibi bir tasarım yapıyorsunuz. Tasarımınız beğenilirse bastırılıp satışa sunuluyor.
Çok iyi. İnşallah sağlam adımlarla, başarılı bir şekilde ilerlerler. Ben de şimdi tişörtleri inceliyorum. Beğendiğim olursa alacağım.