MAHYA
MAHYA – MAHYE i. (Fars. māh “ay”dan nispet eki -iyye ile māhiyye > māhye > mahye >mahya) [Türkçe’de türetilmiştir] Ramazan, bayram ve kandil gecelerinde câmilerde, iki minâre arasınsa gerilen ipler üzerine elektrik ampulleriyle (eskiden yağ kandilleriyle) yazılan yazı veya çizilen şekil: Bir ramazan mahyası gibi ışıktan yazılmış müjdeler okurdum (Refik Halit Karay). Öksüzün altın bahtı […]DEVAMI
ZAFER
ZAFER i. (Ar. zafer) Savaşta kazanılan gālibiyet: Gökte top sesleri bir bir nereden geliyor / Mutlakā her biri bir başka zaferden geliyor (Yahya Kemal Beyatlı). Kılıç Arslan’ın ve Melik Dânimend’in müşterek zaferi olan bu muhârebeden sonra Bizans kartalı bir daha Anadolu’da uçamaz. (Ahmet Hamdi Tanpınar). Gözlerimi kapar, bulutlar içinde kanatlanmış zafer arabasında çelik yüzlü bir […]DEVAMI
DERSAADET
DERSAÂDET i. (Fars. der “kapı” ve Ar. sa’ādet ile der-i saādet‘ten) “Saâdet kapısı” anlamına gelen kelime Osmanlı döneminde İstanbul için kullanılmıştır: Bu hâlini neûzubillâhi teâlâ Dersaâdet’çe bir vak’a hudûsuna hamlettim, sebeb-i kederini sordum (Nâmık Kemal). Turhan’ı İskenderiye’den Dersaâdet’e getiren vapur…(Ahmet H. Müftüoğlu).DEVAMI
- Serdar YEÅ?Ä°LYURTMaalesef, materyalist düzenin yetiÅtir
- DevletşahSon 50 yılın materyalist düşüncesi ile y
YUFKA
YUFKA i. (Eski. Türk. yuvga – yuga) Oklava ile açılan yuvarlak ince hamur yapraÄı. halk aÄzı. Saçta piÅirilen bir ekmek çeÅidi. sıf. Ä°nce, abuk kırılır, dayanıksız: Geçiniz yukarı. Ama biraz durun da ben ineyim. Merdivenler yufka (ReÅat Nuri Güntekin). Yufka açmak: Hamuru yufka durumuna getirmek: Ãyle süratle yufka açıyor ki… ( Halide Edip Adıvar). Yufka […]DEVAMI
- papişkASTAMONULU hünerli ellerden açılır..Ger
- nesrin turanDevletşah hanım yufka, yazınızı görünce
- DefneAmerika'dayken, "Neden burada yok! listeView All Comments
DİYET
DİYET i (Ar. diyet) Birini öldüren veya yaralayandan alınıp ölenin mîrasçılarına veya yaralanan kişiye verilen para yâhut mal, kan parası, kan akçesi: Kolunun diyetini verecek on parası yoktu (Ömer Seyfeddin). İkide bir çölde aşîret kavgaları, kanlı vak’alar oluyor, diyet işleri çıkıyor, mutasarrıf ara bulmaya, fikir yatıştırmaya gidiyordu (Refik Halid Karay). teşmil. Bir şeyin karşılığı olarak […]DEVAMI
- Formula21teşekkürler
SÜRPRİZ
SÜRPRİZ i. (Fr. surprise) Umulmadık, beklenmedik bir zamanda karşılaşılan ve insanın şaşırıp kalmasına sebep olan sevindirici veya üzücü olay yâhut şey: Bin türlü sürprizleriyle bayram yerleri şehre gündelik hayâtından çok başka, çok renkli bir görünüş verirdi (Ahmet Hamdi Tanpınar). Çocuğun annesinin ölüsünü görmek istememesi hikâye-şiiri sürprizle sona erdirmektedir (Mehmet Kaplan). Sürpriz yapmak: Birini beklenmedik bir […]DEVAMI
NÂME
NÂME i. (Fars. nāme). Mektup: Sonra pâdişâhın nâmesini koynuna koyarak yola düzüldü (Ömer Seyfeddin). Hâfız Nûri koynundan bir meşin keşe içinde gizli, miftahlı nâmeler çıkarmıştı (Safiye Erol). Sevgiliye yazılan mektup, aşk mektubu: Ey nâme sen ol meh-likādan mı gelirsin / Ey hüdhüd-i ümmîd sabâdan mı gelirsin (Nâbî’den). Bu nâme o yâr-i câna gitsin / Bir […]DEVAMI
PEYAM
PEYAM i. (Fars. peyām) Haber [Nazımda peyem şeklinde de kullanılır]: Peyâm-ı zülf ü haddiyle sabâ vardıkça gülzâra / Olup sünbül perîşan lâle vü gül dâğ-dâr oldu (Fıtnat Hanım). Olmaz mı kemikler etse feryâd / Yok mu bana bir peyâmın ey bâd (Abdülhak Hamit). Yerin altından çekip aldığı gizli peyam ile yeryüzüne hükmeder olmuş bir masal […]DEVAMI
- Peyam BaşerAdımın anlamını yayınladığınız için teşe
- peyam başeradımın anlamının bir internet sitesinde
- engin öncüoğlu'peygamber'in 'peyam' kelimesinden türedView All Comments
ŞERBET
ŞERBET i. (Ar. şurb “içmek”ten şerbet) Meyve özü, su ve şekerle yapılan tatlı içecek: Bî-haberler şerbet-i râhat bilirler bâdeni / Biz hakîm-i vaktiz anı dökmüşüz kan bilmişiz (Fuzûli). Gümüş bir tepsi içinde ahududu şerbeti getirdiler (Ahmet Haşim). Derviş çömezi bir gümüş tepside gümüş kupalarla şerbet getirdi (Kemal Tâhir). Bâzı katı maddelerin sulandırılmış şekli: “Gübre şerbeti.” […]DEVAMI
MELiKE
MELİKE – MELİKE i. (Ar. melik – melîk “hükümdâr”ın müennes şekilleri melike – melîke) Kadın hükümdar veya hükümdar karısı, kraliçe: “Melike-i Çin: Çin melikesi.” Ey muattar melîke-i elvan / Ey müzehher ferişte-i nükhet (Fâik Âlî Bey’den). Olmadı bir melîkeye bende (Cenap Şahâbeddin).DEVAMI
- melikeben kendi ismimi seviyorum anlamınıda bi
- KARDELENmelike güzel bir isim ben ce
- şeyda gökdoğanbu isim herkese nasip olmaz şahsen kardeView All Comments
ÜRYÂNİ
ÃRYÃNÄ° i (Ar. ‘uryÄn ve nispet eki -Ä« ile ‘uryÄnÄ« “soyulmuÅ gibi”) Ä°nce kabuklu bir erik cinsi: Kin ne zaman bu kilere girecek olsa dâima raflarında (…) Å?am’ın, Malatya’nın, Tokat’ın kayısılarını, Ankara’nın ballarını, Kastamonu’nun üryânilerini, BaÄdat’ın, Hicaz’ın hurmalarını görmesi mümkündür (Samiha Ayverdi).DEVAMI
Load More