‘Bir varmış bir yokmuş… Evel zaman içinde kalbun zaman içinde develer tellal pireler birşeyken bir Sûfî varmış. Bir küçük kurt varmış. Bir köpekbalığı varmış. Bir büüüüyüüüük, kocaman kurt varmış. Bir abi Sûfî varmış. Bir tavşan varmış. Bir nemo varmış. Bir de nemonun babası varmış. Bir de abi Sûfî varmış. Bir de annesi varmış. Bir de […]DEVAMI

Hamileliğin 16 – 20. haftasından sonra bebeğin sesleri duyabildiği söyleniyor. Anne karnında amniyotik sıvının içindeyken duydukları şey daha çok bir uğultuyu andırıyor. Aslında konuyu en açık şekilde denizin dibinde biz konuşmaları nasıl duyuyorsak bebekler de anne karnında öyle duyuyor diye açıklayabiliriz. Ancak bu koşullarda bile anne karnındaki bebekle konuşmanın, ona müzik dinletmenin faydalı olduğu düşünülüyor. […]DEVAMI

Bir varmış, bir yokmuş… Zeynep ile Ali bir iş yemeğinde tanışırlar. Bu iş yemeği Da Vinci’nin Son Akşam Yemeği Tablosu gibi ilahi bir yemektir. Oruçlarını açıp ilk çaylarını yudumlarlarken bir yandan da sohbet etmektedirler. Ali Zeynep’e iş münasebetiyle tanıdığı birisini sorar. Zeynep "Aaa! Çocukluk arkadaşımdır. Çok severim. Hattâ yarın görüşeceğiz." der. Konu bu şekilde işten […]DEVAMI