Soğuk ve trafiği sıkışık bir İstanbul gününde birbirini zaten tanıyan, ama yüz yüze gelmeye fırsatı olmamış bir grup Yıldız Teknik Üniversitesi’nin Oditoryumunda buluştu, konuştu, tartıştı… Bir araya gelebilen blogcuların kendi aralarında görüş alışverişinde bulundukları konular Microsoft’un sponsorluğunda daha geniş bir kitleyle buluştu bu defa. Bu kez yalnızca blog yazanlar değil okuyucular da katıldı sohbete. Tanışma […]DEVAMI

Blogların Türkiye’dek yeri nedir acaba? Haklarında yazı yazıldığı sektörlere etkisi var mı? Varsa neler? Web 2.0 nedir? Başarılı bloglar nasıl yazılıyor? Bu soruları kendinize soruyorsanız, bu konferans tam size göre. 6 Kasım’da Yıldız Teknik Üniversitesi Oditoryumuna 13:30’da gelin ve cevaplarınızı alın. Konferans diye sıkılacağınızı sakın düşünmeyin. Bir çoğunu zaten hergün gönüllü olarak okuyorsunuz. Mesela bu […]DEVAMI

Bir sinema salonu hayal edin. Gece yarısına 10 dakika kala, omuzlarından büyük bir yük kalkmış, şen kahkahalar içinde bir grubun bu salonu doldurduğunu. Film başladığında fısıldaşmaların devam ettiği bir salon olsun. Öyle bir film olsun ki daha önce seyredilmiş olsa bile bazı sahnelerde tekrar yerinden sıçratacak kadar insanı içine alsın. Filmin kapanış yazıları geçtiği sırada […]DEVAMI

Yağmurlu bir cuma gecesi ya da genel olarak sorayım yağmurlu bir günde en iyi ne yapılır? Tabi ki sinemaya gidilir. Sevenler patlamış mısır alır. Benim gibi az sevenler yanındakinden mısır tırtıklarken güzelce bir film seyredilir. Bugün sabahı zor ettim. Aylardır, hatta son bir yıldır heyecanla beklediğim gün gelip çattı. “Sıfır Dediğimde” bugün vizyona girdi. Ucundan […]DEVAMI

Ekim ayı da rüzgar gibi geçti. Bütün aksiliklere rağmen kasım sayımız yine çok güzel oldu. Kasım sayısını hazırlarken bir yandan da taşınmakla meşguldük. Türk Telekom’un grevi ve internetsiz bir ev karmaşanın üzerine tuz biber ekti… Ama son günün sürprizi hepsini geride bıraktı. Bütün gece elektriklerin kesik olması. Sabaha karşı gelen elektrikle beraber evde hummalı bir […]DEVAMI

Haşmet beyin Yemek.Nâme Ekim sayısında bahsettiği Monk dizisini seyretmeye başladığımdan bu yana hayatımda daha önce dikkatimi çekmeyen birçok şey dikkatimi çekmeye başladı. Başlarda Monk’un garip takıntılarına gülüp “bu kadar da olmaz” derken iş birden tersine dönmeye başladı. Birçok takıntım olduğu ile yüzleştim. Diziyi seyretmeye başlamadan önce doktordan raporlu tek bir takıntım varken şimdi onlarcasının farkına […]DEVAMI

Amerikalıların 4 Temmuz’u kutlama şekilleri hep hoşuma gitmişir. Onlar için 4 Temmuz kutlanılmaya değer bir şeydir. Çünkü “Bağımsızlık Bildirisi”nin yayınlandığı gündür. Havai fişek gösterleri yapılır. Piknikler ve barbekü partileri… O günün özel bir anlamı olduğunu hissedersiniz. O gün gerçekten bayramdır. Gelelim 29 ekimlere… Sabah kalkılır. Yollar kapalıdır. Bir sürü çocuk havanın soğuk olup olmamasına aldırmadan […]DEVAMI

Bir kaç gündür haberlerden televizyondan uzaktım. Yalnızca çok önemli konulara bakıp dünya ile ilişkimi sınırlı boyutta tutuyordum. Bunun birçok sebebi var. Öncelikle radyo, televizyon ve gazetelerin belli fikirleri hep bir ağızdan dayatmalarına katlanamıyorum. Bu asıl sebebin yanında dünyanın gidişatına dayanamayıp gerçeklerden kaçmayı da ekleyebiliriz. Dün akşam ve bugün sabah, biraz da Çanakkale Şehitleri yazısına gelen […]DEVAMI

Bir yazı düşünün girişinde “Derdim kaynak kullanmalarını sağlamak; ama elbette başaramayacağım. Dürüstlük, kendine güven ister. O da zor zanaat.” denilsin. Ardından da kendi evinde pişen yemeklerden bahsetsin. Sonra da benim cevizli ekmek fotoğrafımı, kendisi yapmış gibi kaynak göstermeden kullansın. Demezler mi “Ayşe hanım bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?” Derler. Dedim… Geçen hafta Zaman […]DEVAMI

Yanılmıyorsam “Vatandaşlık Bilgisi” dersindeydi, “başkasının özgürlüğünün başladığı yerde seninkisi biter” deniliyordu. Oldum bittim bu söze inanmadım. Ben “Kelebek Etkisine” inanırım. Bir kelebek Çin’de kanat çırpsa burada bir şeylerin değişeceğine inanırım. Hakkari Yüksekova’da şehit olan askerlerin yalnızca ailelerinin hayatını değil, İstanbul’da oturan benim hayatımı değiştireceğine, değiştirmesi gerektiğine inanırım. Bazı aileler bu vatan uğruna feda ettikleri çocukları […]DEVAMI

İki gündür evde seri cinayetlerin işlendiği filmler seyrediyoruz. Aslına bakılırsa bu tip filmleri pek seyredemem. Gerilip dururum. Hele işin içine çocuklar falan giriyorsa durum daha da vahimleşir. Bir de hayalgücü kuvvetli birisi olarak film bittikten sonra olayları dallandırıp budaklandırmaya devam ediyorum ki, beni en çok geren tarafı bu. Evde bu tip filmlerden hoşlananların sayısı bayram […]DEVAMI

Üniversiteye başladığımız ilk yıl “Çevre Mühendisliğine Giriş” gibi bir dersimiz vardı. İlk gün dünya var olduğudan bu yana çevre kirlenmesi vardır denilmişti. Volkanik hareketler, yangınlar, toz ve birçok şey çevre kirliliği konusuna giriyor. Dünya kendisini temizleme özelliğine de sahiptir. Zaten öyle olmasa bugün halâ nefes alabilmemiz mümkün olmazdı. Tabi herşeyin bir sınırı olduğu gibi dünyanın […]DEVAMI