Dabbawala

Dabbawala

Dabbawala

Geçtiğimiz gece çok güzel bir hint filmi seyrettik; The Lunchbox… İnanılmaz dinlendirici, bir o kadar da şaşkınlık vericiydi. Filmi seyretmek isteyenler olabilir diye çok detaylı bahsetmeyeceğim ama bütün konunun bir sefertasının etrafında geçtiğini bilin isterim.

Filmde kadının birisi kocasına yemek pişirip sefertasına koyuyor ve bir adama veriyor. İşte ondan sonraki 3-4 dakikayı ağzım açık seyrettim. Yok canım olabilir mi böyle bir şey diye diye… Kadının verdiği sefertası, onun gibi onlarcasının yanına, bisikletin selesine bağlanıyor. Bir istasyonda tahtalara diziliyor trene yükleniyor, arabaya bindiriliyor ve en sonunda yemek saatinde iş yerindeki masaya konuluyor. Hindistanın karmaşasına yakışacak karışıklıkta diyeyim de hayal etmeniz kolaylaşsın.

The Lunchbox

Film ilerlerken eşimle acaba gerçekten böyle bir sistem var mı ki dediğimiz anda teslimatı yapan adam ‘Harvard’dan geldiler incelediler bizi. Koskoca İngiliz Prensi davet etti.’ deyiverdi. Hemen yerimden kalkıp Google’a ‘Lunchbox india’ yazdım bana önerdiği şey Harvard oldu. Okuduklarım o kadar değişik ve inanılmaz ki sizinle de paylaşayım istedim.

Bir kere gerçekten böyle bir yemek dağıtım sistemi varmış ve tam tamına 125 yıldır Mumbai’de devam ediyormuş. Dabbawala yani sefertası taşıyan adam denilen sistem insana şaşkınlık veriyor. Modern çağın sokakta yeme kültürü bu sistemi hiç etkilememiş. New York Times’a göre 2007 yılında sistem %5 büyüme göstermiş.

Wikipedia‘ya göre 4500 kişilik bir ekip 200.000 (başka kaynaklar 400.000 diyor) sefer tasını hergün ama hergün hatta muson yağmurlarında bile sahiplerine ulaştırıyor. Kendilerine ait bir kodlama sistemi ile yemekler sahiplerine gidiyormuş. İşte beni şok eden bir bilgi daha. Altı milyonda bir hatalı teslimat yapılıyormuş. Günümüzde kargoların elektronik sistemle bile kaybolduğunu düşünülürse kayıtsız işleyen bu sisteme hayran olmamak elde değil.

Aşağıda küçük bir haber var seyredin ve siz de benim kadar şaşırın.

Kalıcı bağlantı

Related Posts

4 Responses to Dabbawala
  • renklidergi

    Evet, çünkü özellikle ev yemeği yemek istiyorlar, talebin temeli bu =)
    Bu arada “kendilerine ait kodlama sistemi” var çünkü dar gelirli kesimin hakim olduğu evlerde okuma oranı çok düşük. Yani bu başarıya “okuma – yazma bilmeden” ulaşıyorlar =)

  • yelda ozyurt

    Harika bilgiler için tesekkurler, iso9001 kalite sistem belgeleri bile var 🙂 bu demek oluyor ki, her bir sefertasinin ayri ayri izlenebilirliği var. Herhangi bir sorun çiksa kimin taşidiği bulunabilir, neden o sefertasinin ulaşmadigi bulunabilir ve sorun ertesi gune tasinmadan çözülebilir.

  • Arsız Böcük

    Bu paylaşımın ilk birkaç satırını görmüş ama detayını henüz okumamıştım. Biraz önce Digiturk’te The Lunchbox adını görünce bir dejavu yaşadım, acaba ben bunu nerden hatırlıyorum diye. Sonra sizin yazınızı hatırladım ve filmi kaydetmeye başlayıp açıp detayı okudum. Gerçekten inanılmaz. Hep söylüyorum herşeyin başı insan diye bu harika bir öenek olmuş. Ayrıca sistemin gelirinin çalışanlar arasında eşit paylaşılması ve herkesin eşit ortak olması da bence şirketlerin üzerinde düşünmesi gereken bir yöntem. Çok teşekkürler bu paylaşım için, şimdi filmi izlemeye gidiyorum. Sevgiyle…

  • Betül

    Sitenizden yine yeni bir şey öğrenmenin keyfiyle ayrılıyorum 🙂
    Teşekkürler.

Yorum yapın

YORUMU GÖNDER