Sosyal medya hesaplarımdan ben takip edenler bilir düzenli olarak dişçiye giderim. Hani hep tavsiye edilen gibi yılda bir kere değil ayda bir bazen iki kere gibi bir düzenim var. Dişlerimin durumu bildiğiniz gibi değil. Bir yerini yapıyorlar diğer tarafı patlıyor. Artık yapılacak yer kalmadı desem yeridir.

Yani inanmazsınız her yol dişlerime çıkıyor. Aralık ayında grip oldum. Burnum şakır şakır akıyor. Bir türlü iyileşemiyorum. Üstüne kafamı duvara vurduracak bir diş ağrı çekmeye başladım. Anlaşıldı ki bir taraftaki dişlerimin kökleri ile sinüsler içiçe. Sinüsler doldukça dişlerim zonkluyor. Haliyle iltihap dişe bulaşıyor vs vs…

İlkokula gitmeye başlamadan önce tek başıma dişçiye gidiyordum. Yani dişçi maceralarımı anlatmaya kalksam kitap olur. Alın size bir örnek daha; hamile olduğumu öğrendiğim gün dişçide randevum vardı. Haliyle dişimi yapamadılar.

Benim dişlerim bu kadar problemli oluca Sufi’nin dişlerine nasıl özendiğimi tahmin edebiliyorsunuzdur. Sufi’nin ilk dişi 13.5 aylıkken çıktı. İlk yaşgününde dişleri olmayan sevimli bir canavardı. Sonra mısır patlaması gibi ağzında dişler pıtır pıtır görünmeye başladı. Bazen sabah uyandığımızda ağzında 4 yeni diş oluyordu. Köpek dişlerini çıkartana kadar da pek diş çıkarma sancısı çekmedi. Bu bakımdan şanlıyız.

O sıralarda her zamanki gibi ben sıksık dişçiye gittiğimden Sufi’nin dişlerine bakım için neler yapacağımı sorup öğrenmiştim. Geçtiğimiz günlerde Diş Dostu Derneği ile tanışma fırsatı yakaladığımda da bazı faydalı bilgiler edindim. Hem kendi dişçim Esma’dan hem de Klinik 32’de pedodontist olan Sezin’den öğrendiklerimin listesi:

• Çocuğunuzun dişini 8 yaşına kadar evet doğru okudunuz sekiz yaşına kadar siz fırçalamalısınız. İnce motor yetenekleri ancak o yaşta tam gelişebildiği için beklenilen en iyi fırçalamayı o yaşta gerçekleştirebiliyorlar. Biz bunu ilk günden beri uyguluyoruz. Sufi önce kendisi fırçalıyor. Sonrasında ben ya da babası iyice temizliyoruz.
• Çocuğunuz hatta kendiniz için de diş macunu kullanmanıza gerek yok. Diş macununun korumada etkisi çok düşük. Esas olan mekanik fırçalama. Fırçanın dişlere sürtünmesi ve aralara girebilmesi. Fırçanızın temiz olması o yüzden önemli. Sık sık fırça değiştirmeyi unutmayın.
• Diş macunu gerekli olmasa da bazı çocuklar öğürme vs gibi sebeplerle fırçayı ağızlarına sokmak istemiyorlar. O zaman ağızlarında hoş lezzet bırakacak bir macun kullanılabilir. Burada en önemli konu macunun flor içermemesi. Flor dişler için kalsiyum kadar önemli. Ancak yutulduğu taktirde bir o kadar da tehlikeli. Çocuklar tükürmeyi başaramadıklarından macunu yutuyorlar. Haliyle macunun florsuz olmasına dikkat edilmeli. 6 yaşından sonra tükürme kaabiliyeti iyice geliştiği için florlu macuna geçilebilir. BDiş macunları bana alerji yapıyor. Yanaklarımın derisi soyuluyor her kullandığımda. Sufi’ye ilaçlı vs olmasın diye organik meyve sebze yedirip, deterjansız çamaşır yıkarken ağzına kimyasal bir tüpü boşaltacak değilim. O yüzden ikimiz de macun kullanmıyoruz.
• Bir önceki maddede bahsettiğim gibi flor dişler için en önemli maddelerden birisi. Yetişkinler floru macundan alabilirken, çocuklar alamıyorlar. O yüzden çocuklara 4-5 yaşından itibaren flor uygulaması yapılması tavsiye ediliyor. Özellikle Sufi gibi genetik yatkınlığı olan çocuklara. Flor uygulaması eskiden bir poşet florun su içine dökülüp içilmesi şeklindeymiş. Ama bu daha önce de bahsettiğim gibi çok çok tehlikeli. Flor vücutta biriken bir madde. Özellikle de karaciğer ve beyinde. Alzheimer gibi birçok hastalığa sebep oluyor. Yeni nesil flor uygulaması oje sürmek gibi. Dişlere flor içeren bir kaplama fırça ile sürülüyor. 6 ayda bir bu kaplama yenileniyor.



• Molum orta kulak iltihabı gibi durumlarda çocuklara sakız çiğnemesi tavsiye ediliyor. Bu durumlarda Diş Dostu Derneği tarafından onaylanan ürünleri kullanabilirsiniz. Ürünlerin üzerinde derneğin logosu bulunuyor. Bu logo uluslararası bir sertifikasyon sistemini temsil ediyor. Üründe kullanılan şekerin ve diğer maddelerin dişe zarar vermediğini ifade ediyor.
• Çocuklarınızı yılda bir kere dişçiye götürüp kontrol ettirmekte fayda var. Sufi geçen yıl merdivenden düşüp diş etini yarınca ilk diş kontrolüne gittik. Giderken hiç ağlamadığı kadar çok ağladı. Ağlamasının sebebi canının yanması değildi. Dişçiden korkmasıydı. Neden korktuğunu neredeyse 8 ay sonra 23 nisan günü akvaryumda gezerken çözebildim. Meşhur Kayıp Balık Nemo’yu ağı ile yakalayıp, babasından ayıran dalgıç bir dişçiydi. Ve Sufi dalgıçlardan korktuğu gibi dişçilerden de korkuyor. Onların kendisini alıp götüreceğini ve bizden ayrı düşeceğini sanıyor. Üzerinde uzun uzun konuşup bu korkusunu yenmeye çalışıyoruz.

*Dişçi koltuğundaki fotoğrafımı son gidişimde Sufi çekmişti.