Cilalı İmaj Devri
Bir reklamın son karesini görüp acaba başı nasıldı diye meraklandım. Kanal kanal dolaşıp reklamı bulduğumda, zevkle seyredip aslında bildiğim ama “bu kadar olmaz” dediğim bir gerçekle karşılaştım. Bahsettiğim Dove’un “Gerçek Güzellik Kampanyası” reklamı…
Artık biliyorsunuz; bende adamın biri eldivenden bahsederken, çağrışım silsilesi ile merdiven hakkında bilmediğim bir gerçeği öğrenme kapasitesi var. Bu reklamın esas anlatmak istedikleri ile benim birden aydınlanan fotoğrafçılık vizyonumda olduğu gibi.
Daha önce halâ istediğim kadar güzel fotoğraf çekemediğimden yakınıyordum. Aslında öğrenmem gereken fotoğrafçılık değil Photoshopmuş(!)
Fotoğraf çekerken genelde birçok ayar yapıyorum. Havaya, bulunduğum ortama göre makinamın ISO’sunu, perde hızını, diyafram açıklığını tek tek ayarlayıp, deklanşöre basıyorum. Gelin görün ki çoğunlukla çektiğim fotoğraf hayal ettiğim ile aynı olmuyor. Meşhur bir fotoğrafçı “Çektiğim yüz fotoğraftan birisini beğenirsem kendimi şanslı sayıyorum” demiş. Ben de o misal bir tanesini beğenirsem ne alâ…
İşin bir de öbür tarafı var. Fotoğraf makinanızı alıp bir yürüyüşe çıkmışsınız. Etraftaki müzeleri ve sokakları geziyorsunuz. Bir yandan da oraların fotoğraflarını çekiyorsunuz. Normalde iki saatte gezilebilecek yerleri sizin gezmeniz beş saati buluyor. Dur, ayar yap, çek, bak, sil, ayarı düzenle, tekrar çek, tekrar bak, beğenme… Ya da beğen ve yola devam et. Genelde bu tip geziler için yarı otomatik konumda çekim yapmak tavsiye ediliyor. Ben de bu tavsiyeye uyuyorum. Yine söylenen başka birşey de makinanın ayarlarını şaşırtacak hava durumlarının olduğu. Mesela bulutlu ama aşırı aydınlık bir hava gibi. İşte o zamanlarda ne yaparsanız yapın istediğiniz fotoğrafı çekemiyorsunuz. Ve ne hikmetse ben sokağa çıkmak için hep o günleri buluyorum…
Yürüyüşten geldiniz. Fotoğrafları bilgisayarınıza aktardınız. Eğer bir filtreniz yoksa karşılaşacağınız şey bembeyaz bir gökyüzü. Halbuki havada bulutlar vardı. Neredeler? İşte burada imdadınıza Photoshop, Fireworks, Picasa, Lightroom gibi programlar yetişiyor. Fotoğrafınıza bir tuş yardımı ile 90$’lık filtrenin etkisini verip, kurtarıyor, hatta harkulade gözükmesini sağlamış oluyorsunuz. Ama içinizde hep ben bu fotoğrafa bilgisayar ile müdahale ettim, kendim bu kadar güzel çekemedim duygusu oluyor. Kendi kendinize “National Geographic’tekiler, reklamcılar nasıl çekiyor?” sorusunu hep soruyorsunuz. Sonra bir gün bir reklam çıkıyor. Sizi aslında bildiğiniz bir gerçekle yüzleştiriyor. Gördüğünüz bütün güzelliklerin oynandığı gerçeği ile… Bilgisayarda sadece filtre etkisi değil birçok şeyin yapılabileceği gerçeği ile.
Unutmadan söylemek gerek, iyi çekilmiş bir fotoğrafa müdahale etmek, kötü çekilmiş bir fotoğrafa müdahale etmekten çok daha güzel sonuç verir. Ne de olsa birisi yarışa birkaç basamak önde başlamış oluyor. Bu durumda hayran olduğum fotoğraflar photoshop ile oynanmış demek beni kurtarmaz. Çıkan büyüleyici sonuç için fotoğrafın zaten çok güzel olması gerek. Bu durumda çalışmaya devam.
Link
[kml_flashembed movie="http://www.youtube.com/v/iYhCn0jf46U" width="425" height="350" wmode="transparent" /]
merhaba
sitenizi birkaç gün önce fark ettim. sürekli okuyorum.ben de tam fotoğraflarınız ne kadar güzel nasıl çekiyorsunuz falan diyecektim ki bu yazınızı okudum. sizin fotoğraflarınızın yanında kendi bloğumdakiler çok komik kaldı.halbuki fotoğraf makinemi de yeni almıştım iyi bir şey zannediyordum( hoş makinelerden de anlamam ya..) digital olympus 7.2 megapixel benim ki. acaba sizin kullandıklarınız daha profesyonel bir makine mi? yoksa ben ayarlarını mı yapamıyorum? (genelde otomatik konumda çekiyorum da)
Sevgili Pelin;
Aslında fotoğraf makinasının hiç önemi yok. Önemli olan doğru ışığa ve doğru bakışa sahip olmak. Ara Güler için “dikiş makinasıyla bile fotoğraf çekebilir” diyorlar. Çünkü ilk çektiği fotoğraflar ile son çektiği fotoğraflar arasında kalita farkı yok. Halbuki ilk fotoğrafını çektiği o günden bugüne teknoloji o kadar gelişti ki.
Kullandığım makinaları ve programları aşağıdaki linkten öğrenebilirsin.
http://www.devletsah.com/site-hakkinda/