Bangkok’da Bir Gece
Tayland bütün doğal güzellikleri, kültürel yaşamı ve yemekleri dışında bir başka konuyla daha meşhur. Üstelik meşhur olduğu seks turizimi dört günüdür sizlere bahsettiğim bütün güzellikleri perdeleyecek, görmezden gelinip, ziyaret edeceklerin kafasında soru işareti oluşturacak kadar yoğun bahsedilen bir konu. Doğal olarak Güney Afrika‘daki kadar olmasa da AIDS en önemli problemlerden birisi. İster istemez seyahat edecekleri de düşünmeye sevk ediyor. İşte bu noktada ilgi alanlarınız, gezinizin ve sizin sağlığınızı belirleyen şey oluyor. Biz eşimle çılgın gece hayatına, kafelerde, barlarda geçen saatlere pek ilgi duymadığımızdan Tayland’ın diğer yüzü ve riskleri bizi ve planlarımızı pek etkilemedi. Bu elbette, Bangkok gecelerini 24. kattaki odamızın penceresinden seyredeceğimiz anlamına da gelmiyor.
Yahya, akşam için Thai ve Fransız mutfaklarını füzyon olarak sunan bir restoranda yer ayırttığını, çok beğeneceğimizi düşündüğünü söylediğinde meraklandım. Chao Phraya nehirinin kenarındaki, The Deck isimli restorana girdiğimizde manzara karşısında büyüleniyorum. Temple of the dawn – Wat Arun ya da bizim dilimizle günaydın tapınağına karşı oturup manzaranaın ve muhteşem yemeklerin tadını çıkartırken, sıcak yaz gecelerine has nefis bir sohbet gerçekleştiriyoruz.
Sohbet sırasında internette okuduğum gece pazarından da laf açılıyor. Yahya, yemekten sonra uğrayabileceğimizi, çok hareketli bir yer olduğunu söylüyor. Tayland’da yemek işi daha önce de söylediğim gibi biraz değişik. Restoranların mutfakları saat dokuzda kapanıyor. O saate kadar yemek siparişi verdiniz verdiniz yoksa sokak satıcılarına mahkumsunuz. Bizim için alışılmadık bir durum. Eh hal böyle olunca, gece erken başlıyor.
Yemekten sonra Barbie’nin arabalarına benzeyen şeker pembesi bir taksiye binip gece pazarında dolaşmaya başlıyoruz. Ne ararsanız, ne marka ararsanız hepsinin taklidini bu pazarda bulmak mümkün… Pazarın çevresindeki striptiz klüplerinden dışarıya fırlayan iç çamaşırı ile dolaşan kızların durumuna üzülürken, çekim yaptığımız saat standların önünden “yasak, yasak” bağırışları içinde kovuluyoruz.
Renkli olduğu kadar tehlikeli Bangkok gecelerine ertesi günün yoğun programını da düşünerek gece yarısı olmadan son verip, otelimize dönüyoruz.
*TOPLANTILRDAN VE FLICKR’DA YAŞADIĞIM BAĞLANTI PROBLEMLERİNDEN DOLAYI FOTOĞRAFLARI YÜKLEYEMİYORUM. EN KISA SÜREDE BURADA OLACAKLAR.
hersey iyi hoş güzel:)..geziyorsunuz bizimle paylaşıyosunuz;biz de gitmiş kadar oluyoruz da bu yemekname’nin 2011 ocak sayısı çıkmıcak mı??bağımlılık yapmış bende bu dergi…
Devletşah,gözlerime inanayım mı,sen hamilesin ve biz bunu onca zaman fark edemedik öyle mi?Eğer öyleyse büyük cesaret sürat motorları,Tayland,Kenya gezileri.Tebrikler valla.
videoları neden izleyemiyoruz.son üç bölümü izleyemedim.
Gerçekten büyüleyici, gizemli ve en çok görmek istediğim yerlerden birisi. Şanslısınız ki böyle bir yerde bulunmuşsunuz.
çok güzelmiş geziniz, seslendirmeyi kim yaptı acaba? inşallah ben de giderim sevdiklerimle taylanda