Ankara'nın Heykelleri
Ankara’ya geldiğimizde dikkatimi çeken şeylerden birisi de heykellerin çokluğu oldu. Her köşede, her sokak başında, beklemediğiniz her yerde bazıları anlamlı bazıları sadece yapan için anlamlı heykeller karşınıza çıkıveriyordu.
En sevimlileri keçi heykelleriydi herhalde. Ankara keçisi gibi Ankara kedisi de meşhurdur. Neden hiç heykeli yok diye istemeden düşündüm. Ama cevabı bulamadım..
İnternette gezerken “Ankara’nın Heykelleri: Bir web projesi” adında bir blog gördüm. Ankara’nın heykellerinin fotoğraflarının toplandığı, haklarında bilgiler verilen bir ilginç bir proje. İleride kitabının da çıkarılması düşünülen projeye konuyla ilgili fotoğraflarınızı göndererek katkıda bulunabilirsiniz.
Bütün fotoğraflara baktım. Görmediğim heykellere daha uzun baktım. Geçen dokuz ayı düşündüm…
Gerçekten de çok heykel var. Bu sık sık benim de dikkatimi çekti. Fotoğraftaki “uzun eşek oynayan çocuklar” da en hoşuma gidenlerden biridir.
Konur Sokak’taki (sanırım) oturan heykeller hep hoşuma gitmiştir. Bir keresinde unutup gerçek zannedip çarpmayım diye uzaktan geçmiştim bile.
Reyyancığım;
Ben de bu uzun eşşek oynayan çocuklar heykelini gördüğüm de bayıldım. O kadar sıcak ve neşeli ki…
Oral Gerek;
Gazete okuyan heykellerden birinin ayağına çarpıp özür dilemişliğim var.
ankara keçilerinin onlarca heykeli vardı, daha doğrusu heykelden ziyade alçıdan yapılmış keçilerimiz vardı =) şehrin her yerinde görebilirdin ama yavaş yavaş kayboldular çünkü insanlar onları çalıp bahçelerine koydular.. ankara’nın değeri arkada bırakıldığı zaman anlaşılır, umarım yolun tekrar buralara düşer..iyi yolculuklar..
Sevgili Işıl;
Evet o heykellerden gördüm. Beklemediğin çalıların arasından çıkan heykeller… Aynı şekilde Ankara kedileri de olmalıydı. Ama dediğin gibi herhalde önce kedi heykelleri kaybolurdu.
Ankara’da yaşamaya başlamadan önce, bir eğitim için 1 aylığına Ankara’da kalma şansım olmuştu. O zaman, bir gün burada yaşayacağımı bilmeden, sokaklarında merkalı meraklı saatlerce dolanmıştım, ne kadar öğrenirsem kardır diye.
O zamanlardan defterime yazdığım bir cümleyi buldum geçenlerde “Ankara” demişim “her yolun sonu bir simitçi ve bir heykele çıkan bir şehir”.
9 yıldır burada yaşıyorum, simitçilerin yerlerini bilirim ama heykelleri fark etmiyorum bile artık.
( Ben kendi blogumu kapatıp burada yayın hayatına devam etmeye karar verdm artık 🙂 )
Å?u an buraya nedenini bilmeksizin yazıyorum. Semazemi görünce atlamıŠolmalıyım. Ankara’yı gelip görme fırsatım oldu ama incelemek için vakit bulamadım o ayrı konu. Aslında bahsetmek istediÄim Ankara deÄilde Devletsah.com (Git kardeÅim bunun burayla ne alakası var diyebilirsiniz (“ya bi get abi ya”,”her yerde olur bunun gibi bir numune konuyu daÄıtmak için bire bir”) bu cümleleri bende sık kullanıyorum 🙂 ) Semazem’den öÄrenip müptelası olduÄum dolu dolu bir blog. Hatta son zamanlarda biraz(pardon bayaÄı bir) anneci oldum. “Annnee bana bunu yapsanaa.Sen birtanesin annemm” 🙂 Å?imdi anlıyorum da; Semazem blog’unu bırakıp burada yayın yapacaÄını söylediÄinde kendimi anlatmak istemiÅim o kadar:)
projenin web adresi değişti
http://www.kentheykelleri.com