Düşünün… Maşa olmayın!!!
Bir kaç gündür haberlerden televizyondan uzaktım. Yalnızca çok önemli konulara bakıp dünya ile ilişkimi sınırlı boyutta tutuyordum. Bunun birçok sebebi var. Öncelikle radyo, televizyon ve gazetelerin belli fikirleri hep bir ağızdan dayatmalarına katlanamıyorum. Bu asıl sebebin yanında dünyanın gidişatına dayanamayıp gerçeklerden kaçmayı da ekleyebiliriz.
Dün akşam ve bugün sabah, biraz da Çanakkale Şehitleri yazısına gelen yayınlamadığım aşırı tepkili yorumlara istinaden haberleri seyrettim. Olay tam da düşündüğüm gibiydi. Birileri birilerinin ipini çekmeye karar vermiş, maşalar ateşe sürülmüş, maşaların maşası olarak da bu konulara hassasiyeti olan halkımız kullanılıyor.
Lise öğrencileri ders saatinde ellerinde pankartlarla sokaklarda geziyor, Facebook gibi internet ortamlarında gruplar kuruluyor, ışıklar yanıp sönüyor. Herkes bir ağızdan “Kuzey Irak’a girilsin” diyor. Düşünün bir kere çocuğunuza bile “seni dövmeye geliyorum” dediğinizde kaçıp saklanmıyor mu? Şimdi Kuzey Irak’a gitseniz ne olur gitmeseniz ne olur? Sizi oraya çekmeye çalışanların açık bir planı olduğunu görmeye çalışın. Madalyonun diğer tarafına bakın.
O yüzden galeyana gelmeyip bugünlerde aklı selim olmalıyız. Şehit annelerinin acısını dindirmenin yolu kana kan intikam değildir.
Düşünün… Mesela 11 Eylül’ü düşünün… Saldırılardan sonra Amerika’da yaşayan her ırktan müslümanın maruz kaldığı baskıyı, aşağılanmayı, saldırıları düşünün. Ve bütün bunların yarattığı infialleri, kurunun yanında yaşın da yakılmaya çalışıldığını hatırlayın.
Aynı şeyleri siz hiç probleminiz olmayan Kürt komşunuza, manavınıza bir avuç kendini bilmez yüzünden yapmayın. Yapılmasına müsade etmeyin.
Düşünün… Maşa olmayın!!!