ZAFER
ZAFER i. (Ar. zafer)
- Savaşta kazanılan gālibiyet: Gökte top sesleri bir bir nereden geliyor / Mutlakā her biri bir başka zaferden geliyor (Yahya Kemal Beyatlı). Kılıç Arslan’ın ve Melik Dânimend’in müşterek zaferi olan bu muhârebeden sonra Bizans kartalı bir daha Anadolu’da uçamaz. (Ahmet Hamdi Tanpınar). Gözlerimi kapar, bulutlar içinde kanatlanmış zafer arabasında çelik yüzlü bir esâtir cengâveri olurum (Yusuf Ziya Ortaç).
- teşmil. Büyük gayret ve emek netîcesinde elde edilen başarılı sonuç: Hakîkaten parlak birer zafer-i zekâdır (Cenap Şahâbeddin). Bu ilâçlar sâdece bugünkü tıbbın ve kimyânın zaferi değildir (Ahmet Hamdi Tanpınar). Yeni bir zafer attığım her adım Cahit Sıtkı Tarancı).
Zafer-şiar birl. sıf. (Ar. şi’ār “alâmet, âdet” ile) Zaferle sıfatlanmış, dâima zafer kazanan.