Green Juice ile iftar
Evliliğimizin ilk zamanlarında alışveriş konusunda epey acemiydim. 2 kişi için 2 kg üzüm, 5kg havuç vs aldığım zamanları kastediyorum. Aldığım meyve sebzeler bir türlü bitmiyor, dolapta beklemekten tipleri kaydığından da yenmiyorlardı. Hal böyle olunca eve bir katı meyve sıkacağı aldım. Dolap bekleyen herşeyi içine atıyordum. Geceden kalan kavun dilimini, beklemekten buruşmuş şeftaliyi, elime ne geçerse sıkıp kahvaltının yanında içiyorduk. Bu karışımlar çoğunlukla meyveli oluyordu. Arada havuç, salatalık da giriyordu işin içine ama çok değil.
Birkaç yıl sonra Juice Master diye tanınan Jason Vale ile tanışma şansını yakaladım. Bütün bir öğleden sonra İstanbul’u gezerken uzun uzun 7 günde 3,5kg verdiren juice küründen bahsettik. O gün öğrendiğim en önemli şey meyvelerden çok sebzeleri sıkmam gerektiği olmuştu. Ancak yoğun iş tempomuz nedeniyle bırakın juice bazen kahvaltı edemez hale geldik. Haliyle katı meyve sıkacağı da raftaki yerine kalktı.
2011’in sonlarına doğru Sufi’nin ek gıdaya geçiş serüveni ile birlikte katı meyve sıkacağı hayatımıza yeniden girdi. Doktorlar meyveyi sıkmayın çocuklara aşırı şeker yükleniyor dediği için pek barınamayacaktı ki biz bir film seyrettik ve herşey değişti. Fat, Sick and Nearly Dead Joe Cross adında son derece hasta bir Avustralyalı adamın 60 günlük juice kürü ile hayata yeniden dünüşünün hikayesi… Film bittikten sonra kucağımızda Sufi ile markete gidip kasalarla yeşil sebzeyi eve taşıyımızı dün gibi hatırlıyorum. Aynı zamanda onları yıkayacağım diye saatlerce uğraştığımı da… Bu yıkama işi beni bunalttığından juice işi bir kez daha rafa kalktı. Ama bu defa içimizde bir ukte kaldığını söylemeliyim. Aklımda sürekli bu işi pratiğe dökme yöntemleri dolanıyor ama bir türlü olmuyordu.
Son olarak 2014 yılının başında Handem ile yaptığımız telefon konuşması ile juice konusu gündemimize geri döndü ve o günden beri de hiç çıkmıyor. Handem o sabah ‘Oz katı meyve sıkacağı getirdi, sağlıklı bir şeyler içecekmişiz. Ne sıkayım ben bununla?’ dedi ve hayatını değiştiren adımı attı. Jason Vale’in kulaklarını çınlatarak başladık konuşmaya.
Sonra neredeyse her sabah sıktığı şeylerden bahseder olduk. Ardından facebook’ta 50 kişi kadarlık bir juice grubu bulup ona üye olduk. Ondan sonrası kartopunun çığa dönüşmesi gibi birşey. Handem’in sağlıklı bir şeyler içelim diye başlaması, 20 kg vermesi, Türkiye’de juice firmalarının açılması… Hepsi birkaç ay içerisinde olup bitti.
Ramazan yaklaşırken gazetelerde, televizyonlarda sürekli orucu çorba ile açın, sıvı yiyecekler mideyi rahatlatır diye haberler vardı. Sıcaklarda ne çorbası diye düşünürken juice neden olmasın ki diye bir ışık yandı kafamda. İşte biz bu ramazan oruçlarımızı yeşil sebze suları ile açıyor, ardından da proteini bol bir yemek ile iftarımızı tamamlıyoruz. Malum tatlı bizim hayatımızda epey zamandır yok.
İşte size bizim evin en sevilen green juice tarifi:
Malzemeler
- 5-6 yaprak Marul
- 5-6 yaprak pazı
- 3 dal kereviz sapı
- 1/3 demet maydanoz
- 2 adet kabak
- 3 adet salatalık
- 1 adet yeşil elma
- 1 avuç yeşil üzüm
- 1/2 adet limon
Hazırlanışı
- Limonu normal sıkacakla sıkıyor, sürahiye koyuyrosunuz.
- Kalan tüm sebzeleri, katı meyve sıkacağından geçiriyorsunuz, afiyetle içiyorsunuz.
Not
- Limonu da katı meyve sıkacağından geçirebilirsiniz. Ama kabuğu biraz acılık veriyor. O yüzden ilk zamanlar normal sıkmak en iyisi.
*Başka bir yazıda green juice nedir, green juice nasıl hazırlanır, nelere dikkat edilmeli, green juice nasıl saklanır konularını yazsam mı?
Devletşah Hakkında
evet kesinlikle böyle bir yazı Lazım. Bir de örnek iftar menüleri olsa süper olur. Emeğinize sağlık…
Merhaba,
Sitenizi uzun süredir yakından takip ediyorum. Juice konusunda yaşadıklarımız çok benzer, yalnızca ban hala hayatıma sokamadım bir türlü..
*Başka bir yazıda green juice nedir, green juice nasıl hazırlanır, nelere dikkat edilmeli, green juice nasıl saklanır konularını mutlaka yazın, merakla bekliyoruz.
Bir diğer merak konum da evde bitkileri yetiştirmek özellikle buğday çimi, soya filizi gibi bakımı kolay olanlar. Bu tarz evde yetiştirdiğiniz bitki var mı?
İyi günler,
Gülşah Altuğ
Merhaba;
Evde maydanoz, nane yetiştiriyorum. Buğday da çimlendiriyorum. Uzun süreli bakımını yapmadım hiç. Neredeyse herşeyi çimlendiriyorum. Salatalarda kullanıyorum sonra.
http://www.devletsah.com/bugday-cimi-nasil-yetistirilir/
Katı meyve sıkacağı ile Katı meyve presleri arasında ciddi farklar var mı?
Sizin tercihiniz hangi yönde acaba ?
Teşekkürler
Ayşe hanım;
Aslında söyledikleriniz aynı şey. Yalnız soğuk /yavaş sıkma makinaları ile santrifujlu makinalar diye ayırmak daha doğru. Yavaş sıkan makinalar yeşil sebzelerin suyunu daha verimli çıkartıyor. Santrifujlu olanlar dönmeden dolayı uzun süreli kullanımda ısınabiliyor. Ama bence bu çok aşırı önemsenecek bir fark değil. Çünkü evde kilolarla sıkım yapmıyoruz.
Ben teknik açıdan sormamıştım, piyasadaki klasik katı meyve sıkacakları, presleyerek sıkım yapan katı meyve preslerine göre daha fazla vitamin kaybına neden oluyormuş deniyor. Bu konuda bilginiz varmı, ne dersiniz ?
Bu arada verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim, selamlar
Zaten onu söylüyorum ben de… Preslemek için kullanılan cihazlara soğuk sıkım deniliyor ve 2500 dolardan başlayan fiyatlarla satılıyor. Sanrtifujlu makinalarda ise dönme sebebiyle ısınma oluyor. Isı vitamin kaybına neden oluyor. Ve daha önce dediğim gibi kilolarla sıkmadığınız taktirde makina ısınmıyor. En azından benimkisi ısınmıyor.
Evet kesinlikle, devamını bekliyoruz.
gün içinde sadece juice kürümü yapılcak başka birşey yenilip içilmiyor mu
bilgi için çok teşekkürler.
Devletşah hanım ellerinize sağlık bizler sayenizde değişik sağlıklı lezzetler öğreniyoruz teşekkürler sevgiler………………………..
Lütfen yazıya devam edin… Teşekkür ederim.
Devletşah hanım elinize sağlık. Sadece ramazanda değil, yaz için ideal ve diyet için mükemmel. teşekkür ederim.
Ben de kesin gireceğim bu juice işine çok heves ettim. Nasıl bir makina almalıyım?
Kalakaldım biraz. Ben de en çok sebze suyu sıkmak istiyorum.
Şimdiden çok teşekkürler,
Özge