EDEP – EDEB
EDEP â EDEB i. (Ar. edeb)
- insanın hatâya düÅüp utanılacak Åeyler yapmasını önleyen, yerinde ve ölçülü davranmasını saÄlayan meleke, söz ve davranıÅlardaki ölçülülük, her hususta haddini bilip sınırı aÅmama, terbiye, nezâket, zarâfet: Sükûtu, bilmediÄinden deÄil edebindendir / Gerçi söylemez ammâ neler bilir âÅık (Hızırzâde Said Beyâden). Edep insanın zînetidir. Edep, insanı nefsinin hevâsına uymaktan korur, kurtarır; âÄ°nsanın edebi altınından hayırlıdırâ denilmiÅtir. Edepten mahrum bir insan, bir cemiyet için muzır mikroplardan daha tehlikeli bir mahlûktur (Ãmer N. Bilmen)
- Utanç, hayâ ve hicap duygusu: âSende hiç edep yok mu?â
- Edebiyat: Ve devlet-i Ä°slâmiyyeâden bir müddet mürûrunda ulûm-i Arabiyye ve eÅââra edep ıtlâk eylediler, bâis-i teâdib olduÄu için (KÄmus Terc.). Edep hem terbiye hem edebiyat demektir. Å?inâsî merhûmun, âFenn-i edeb olduÄu için edep ve sâhibi edîb tesmiye edilmiÅtirâ fıkrası da bunu teyit eder (Tâhirüâl-Mevlevî).
- tasavvuf. Dâima Hakkâın huzûrunda olduÄunu bilerek bu huzûrun gerektirdiÄi Åekilde davranma, kâinatta Allahâın birliÄini görerek bütün yaratılmıÅlara karÅı saygılı olma: Edebi eylesin Allah bize tevfik / Edebi olmayan âdem deÄil âdem (Kenâan Rifâî). Canlıya, cansıza ki zâten onlarca her Åeyin canı vardır (…) insana, hayvana karÅı sûfî dâima edebi koruyacaktır. Hâsılı tasavvuf ehli her hâlini dâima gören, bilen sâhibinin, Rabbâinin murâkabesi altındadır; bu yüzden de her hususta edebe riâyet etmesi Åarttır. (Abdülbâki Gölpınarlı).
* Edep çiçeÄi: Ortasında siyah bir benek bulunan beyaz bir kır çiçeÄi [Halk arasında, çiçeÄin ortasındaki siyahlıÄın dünyâda edep ve terbiye azaldıkça küçülmekte olduÄuna ve âhir zamanda edep hayâ ortadan kalkınca çiçekte hiç siyahlık kalmayacaÄına inanılır].
Edep dâhilinde: Terbiye ve ahlâk kurallarına uygun Åekilde, edepli bir hal ile.
Edep erenlere: Biraz ayıp veya edep dıÅı bir söz kullanılacaÄı zaman âsözüm meclisten dıÅarı, hâÅâ huzurdanâ anlamında kullanılır: BektâÅîlerâde âedep erenlereâ tâbîri vardır, bu âhâÅâ huzûrunuzdan, sözüm yabanaâ demektir. (Mâlik Aksel).
Edep erkân: Uyulması gereken usûl ve kurallar: Genç annesinden edep erkân, ev kadınlıÄı ve el hüneri almıÅ, fakat asıl büyük annesi Zekiye Hanımefendiânin mânevî mîrasçısı olmuÅtu (Sâmiha Ayverdi).
Edep etmek: Utanmak.
Edep yâhû: âYaptıÄın, söylediÄin edebe, terbiyeye uymuyor, kendine gelâ anlamında edebe dâvet için söylenen uyarı sözü.
Edep yeri (mahalli): İnsan vücûdunda görünmesi haram ve ayıp sayılan ve örtülmesi gereken mahrem yeri, avret yeri, ut yeri.
Edebi edepsizden öÄren: Edebe uygun davranmayan kimselerin hallerinden ibret al, edepsizliÄin ne kadar kötü olduÄunu gör de sen ona göre güzel davran.
Edebini bilmek: Haddini aÅmamak, terbiyeli olmak: Edebini bildi, hiçbir oyun çıkarmadı (Kemal Tâhir’den).
Edebini bozmak: Terbiyesini bozmak, terbiyesizleÅmek.
Edebini takınmak: Terbiyesizce davranmayı bırakıp edepsizlikten vazgeçmek, yola gelmek.
Edeb-i kelâm: edeb. Maksadı bayaÄı ve âdî sözler kullanmadan zarif ve güzel bir Åekilde ifâde etme yolu: Hz. Peygamberâin mektebe gitmemiÅ, hocadan okumamıŠolduÄunu anlatmak için Ziyâ PaÅaânın, âBir mektebe oldu kim müdâvim / Allâh idi zâtına muallimâ beytinde edeb-i kelâma riâyet olunmuÅtur (Tâhirüâll-Mevlevî).
Edebüâl-bahs: mantık. Belli bir konu üzerinde konuÅulurken tutulacak yol ve kurallar, münâzara ilmi.
* Edeb-âmuz birl. sıf. (Fars. ÄmÅ«z âöÄretenâ ile) Edep öÄreten, ders veren: âEdep-âmuz bir eser.â
* Edeben zf. (edebâin tenvinli Åekli) Edep gereÄi, edebe uyarak: âEdeben sustu.â âEdeben önce annesinin elini öptü.â
Yukarıda fotoÄrafını gördüÄünüz “edep çiçeÄi”ni, 2005 yılında yaptıÄımız bir Manisa yolculuÄunda 70 yaÅını geçeli epeyce olan bir teyzemiz göstermiÅti. GösterdiÄi vakit “benim çocukluÄumda bu çiçeÄin ortasında -baÅ parmaÄının ilk boÄumunu göstererek- bu büyüklükte siyah kısım vardı. Å?imdi bakıyorum da içinde ufacık bir siyahlık kaldı” dedi. O zaman içindeki çiçeklerden sadece bir tanesi siyahtı. O günden beri her gördüÄüm yerde gözlerim o siyahlıÄı arıyor. Bu fotoÄrafı o konuÅmadan yaklaÅık 1 yıl sonra çektim. Siyahlık artık hiç kalmamıÅ. Edep de malesef çok az rastlanılan bir erdem haline geldi. “Edep yâhû” demeden televizyon seyredemediÄime göre düÅünülecek bir Åeyler var galiba.
oyle guzel bır konuya degınmıssınkı canım….
bızlerde …aramızda bırazda olsa bu zıynetı gogsunde tasınyanlar var…ah yenı nesılede verebılsek….
cıcek cok etkıledı benı…. kara rengını yokeden bızlere ınsaallah yenı nesıl sıyahı cok bır sekılde hedıye eder….
eh musluman umıtvar yasamalı degılmı…
hep boyle guzellıklerı yakalaman….ve bızlerle paylasman dılegı ıle….nıce seneler canım…
Siteniz cok guzel, daha once yorum yazamasam da epeydir keyifle takip ediyorum . Bilhassa fotograflarinizi pek cok arkadasima tavsiye ettip, girip gorsunler diye . cok guzel cekmissiniz :)calismalarinzda basarilar dilerim .
edepsizliği modernlik sanan,gerikafalı insanları örnek alırsak çocuklarımıza onların hazırladığı tv programlarını izletirsek ve izlersek o çiçeğin eski haline dönmesi zor.ama ben inanıyorum. karanlığın en koyu noktası aydınlığın en yakın olduğu noktadır. çiçeklerde eski hallerine dönecek kendi çiceklerimizi yavrularımızı soldurmadan büyütürsek…inş.