Tanıyanlar bilir kız kardeşim kaza konusunda çok vukuatlıdır. Genellikle olamaz böyle şey diyeceğiniz her türlü kaza başına gelir. Mesela Boğaziçi köprüsünde OGS okumadı zannederek geri geri giden bir minübüs, gişeden geçmek için yavaşlayan kardeşime çarpıp arabasını perişan etmişti. Yavaş gitmese ne olacak düşünmek istemiyorum.

Başka bir sefer Haliç köprüsünün çıkışında E5’e atlayan bir çingeneye çarpmamak için şerit değiştirip fren yapan bir arabaya yine çok yavaş çarpıp, direksiyonu kilitlendiği için takla atıp, geçici görme kaybı, boyun çatlağı, hava yastığı patlaması sebepli yanıklar ile kazadan inanılmaz şekilde sağ çıkmıştı.

Hani arabalı böyle arabasız durum farklı olsa hiç kullanması diyeceğim ama o daha da beter. Tek yönlü yolda ters taraftan gelen minibüsün altında kaldı bir sefer Burnu kırıldı, kolu bacağı birşeyler oldu…

Anlayacağınız bilmediğim bir numaradan aranıyorsam ilk aklıma gelen kardeşimin kaza yapıp yapmadığı oluyor.

Bundan bir kaç hafta önce yine çok acayip bir kaza atlattı. Havaların bu çok güzel olduğu dönemde başına gelenleri sizinle paylaşayım istedim ki dikkatli olun.

Arkadaşları ile Garipçe köyünde kahvaltı etmeye karar vermişler. Bizimkisi oraya kadar aç araba kullanmamak için birşeyler atıştırıp Anadolu yakasındaki evinden çıkmış. İkinci köprüden geçip Sarıyer istikametinde ilerlemiş. Sonra miss gibi ormanların olduğu bölgeye gelmiş. Koç Üniversitesinin oraları biraz geçtikten sonra hep klima hep klima temiz hava, çam kokusu alayım diye camını açıp yavaş yavaş havanın tadını çıkartarak ilerliyormuş ki, boynunda bir acı hissetmiş. Eliyle boynunu temizler gibi yapmış. Ama o an bir şeyin kendisini ısırdığını anlamış. Sol kolu yavaşça uyuşmaya başlamış. Yol tek şerit ve virajlı olduğundan durma imkanı da bulamamış.

20 dakika kadar sonra Garipçe’ye arkadaşlarının yanına vardığında durumu baya ağırmış. Arkadaşları hemen eczane aramışlar ama orada yokmuş. Rumeli Fenerine götürmüşler. Oradki eczacı hemen acile müracat etmelerini, ölümcül olabileceğini söyleyince Sarıyer Devlet Hastanesinin aciline hızla götürmüşler. ‘Böcek soktu dediğimiz an sanki dünya durmuş gibi davrandılar, sırada bekleyen 15 kişiyi atlayıp beni aldılr’ diye anlattı. Hemen antihistminik iğneler yapılmış. Böceğin ne olduğunu görmediği ve arabasında da bulamadıkları için koruyucu ilaçlar verilmiş. 10 gün düzenli doktor kontrolü istenmiş. Böcek sokmalarında hastanın 3 gün sonra bile ölebildiği, çok ciddi bir sağlık riski oluşturduğunu anlatmış doktor. Ve yapılan en büyük hatanın, araç kullanırken ormanlık yolda cam açmak olduğunu vurgulamış.

Üzerinden haftalar geçti. Durumu iyi… İlk uyuşma, göz kararması gibi semptomlar dışında başka bir kaza yaşamadan problemi atlattı. Geriye çok büyük ders kaldı.