Çocuk ve Teknoloji ilişkisi

Çocuk ve Teknoloji ilişkisi

Çocuk ve Teknoloji ilişkisi

Yeni nesil anne babaların en büyük dilemması bu olsa gerek. Kendileri teknolojiye, telefonlarına, tablet cihazlarına bağımlı ama çocukları öyle olsun istemiyor. Çocukları sokakta oynasın, legolar üst üste dizsin bisiklete binsin diye hayaller kuruyor.

Biz (ben ve eşim) tam anlamıyla teknoloji bağımlısıyız. Bu biraz da işimizden kaynaklanıyor. Ama tv bağımlısı değiliz. Günlerce açmadığımız olur. Zaten normal tv yayınını da hiç seyretmiyoruz. Ancak dvd’den dizileri ve filmleri reklamsız seyretmeyi tercih ediyoruz. Çoğunlukla da belgesel seyrediyoruz. Hatta biraz belgesel bağımlısıyız. Malum kendimizin çektiği belgeseller de var.

Hâl böyle olunca Sûfî’nin teknoloji ile ilgisini nasıl yöneteceğimiz oldukça düşündürücü bir konu. Teknoloji insan hayatı için vazgeçilmez ama ne zaman girmeli hayatına?

Benim çocukluğumda tv yayını tek kanaldan ve akşam saatlerinde başlayacak şekilde yapılıyordu. İstiklal marşı ile başlayıp bitiyordu. Yani kısmen televizyon da yoktu ilkokula kadar. Bilgisayar falan zaten hayatımızda yoktu o yaşlarda. İlk bilgisayarı -comodore64’ü bilgisayar sayarsanız- ilkokul 5. sınıfta gördüm. İlk bilgisayarıma üniversitede sahip oldum. İnternet benim hayatıma ben üniversitedeyken girdi.

Düşünebiliyor musunuz? Onca yıl bilgisayarsız, internetsiz yaşayabildim. O halde Sûfî de yaşayabilir diye düşünüyorum.

Eşim ile aldığımız karara göre Sûfî 3 yaşına kadar tv seyretmeyecek. Elbette gittiğimiz yerlerde rastlıyor ve 3-4 dakika isteğimiz dışında seyrediyor. Onları saymıyoruz. Biz evde tv açıp çocuğu önüne koymayacağız.

Ancak ipad ile oynamasına izin vereceğiz. Gün içerisinde onar dakikalık parçalar halinde 1-2 defa ipad ile oynayabilir. Ama ipad’i çıkartıp al oyna demeyeceğiz. O talep ederse ‘aaa evet bununla oynayalım’ diyeceğiz. Oynayacağı oyunlar mutlaka kendisinin karşılık vermesi yani iletişime geçeceği türden olmalı. Öyle seyretmeye dalmamalı diye düşünüyorduk. Ama en sevdiği 3 app’te tam tersi. Toy Story 1-2 ve Nemo’nun dijital kitap versiyonlarına bayılıyor. O yüzden okumasına izin veriyorum. Çünkü uzun videolar ya da filmler yok içinde sayfalar çevrildikçe karşılaştığı resimlerden ibaret. Kitap gibi…

Bu kitapları okurken bir şey yapmaya dikkat ediyorum. O nesneleri üç boyutlu görsellerle eşleştirebilsin istiyorum. O yüzden Nemo okurken peluş oyuncağını da yanına koyuyorum. Böylece bir kitaba bir oyuncağa bakıp, okuduğu şeydeki hareketleri oyuncağına yaptırıyor. Tabi daha hayal ürünü şeyler için bu mümkün değil. Zaten onları kavraması mümkün olmayacağından görmesini de istemiyorum. Gelecekte o tip filmleri seyrettirirken iyi anlatmamız gerektiğini düşünüyorum. Mesela hiçbir zaman örümcek adam gibi o binadan bu binaya camdan aşağıya atlayamayacağını kafasına sokmalı.

Bir de telefon konusu var ki sormayın. Her gördüğü telefona saldırıyor. Bundan hiç hoşnut değilim. Şimdi bir iki kelime de söylediği için herkesle konuşmak istiyor. Beni arayanlar bilir. Önce 2-3 dakika Sûfî ile laklak yapıyorlar. Nasıl çözeceğimi bilmediğim bir mevzu maalesef :/ Şimdilik telefonumun üstüne radyasyon önleyici bir cihaz taktım. Umarım fayda ediyordur.

Sizde durum nedir? Siz neler yapıyorsunuz ufaklıkların teknoloji ilişkileri için?

Kalıcı bağlantı

Related Posts

14 Responses to Çocuk ve Teknoloji ilişkisi
  • gülten

    Devletşah kızım pepe yi seyretmeye bayılıyor gördüğünde pepeeeee diye bağırıyo sabah öğle akşam 30 dk izliyor

  • Senem

    Televizyon konusunda senin gibi düşünyorum ben de. Kızım İklim,bir yerlerde gördüğünde her çocuk gibi reklamlara fazla ilgi gösteriyor, ilgisini dağıtacak başka şeyler yapıyoruz o ara. Telefon merakı ise konuşmadan ziyade konuşuyormuş gibi yapma yönünde 🙂 Bulduğu her nesneden oyuncak telefon yapıyor kendine. Biri aradığında illa ki istiyorsa hoparlörü açıp izin veriyorum artık. En azından çok yakınında durmaz diye ama açıkçası beni asıl düşündüren kablosuz ağ. İster istemez ekileniyorlar ve uzun vadede olacaklar konusunda fikrim yok.

  • güneş

    Kendimce mümkün olduğu kadar dikkat etmeye çalışıyorum bende.Bizim evde televizyon izlenmiyor.Neyse ki telefonla da çok ilgilenmiyor bizimkiler.Ama bilgisayar oyunlarına özellikle oğlum çok düşkün.Bu biraz sanırım babasının düşkünlüğünden kaynaklanıyor bilgisayara.Küçükken mümkün olduğunca uzak tutmakta fayda var.Çünkü büyüdükçe ister istemez daha fazla hayatlarına girecek teknoloji.

  • Özge

    Oğlum 20 aylık. Ipad konusunda biz de aynı tutumu sergiliyoruz. Daha çok interaktif oyunları tercih ediyor zaten ipadde, yapboz vs. seviyor. TV konusunda da tablete benzer şekilde 10-15 dk.dan fazla olmayacak şekilde izlemesine izin veriyoruz bir kaç aydır.

    Eğer tableti ya da tv’yi açmak istiyorsa önce neyi izlemek istiyorsun ya da neye bakmak istiyorsun diye soruyorum. Sonrasında istediği şeyi açıyorum ve bittiğinde de kapatıyoruz. TV’de özellikle sevdiği belli programlar var, baby tv’deki treni ve mick’i çok seviyor mesela.İzlemek istiyorsa ve denk geldiysek açıyoruz. Ama dışarıdaysak ve hiç bir şekilde oyalayamıyorsam bu kurallar esneyebiliyor maalesef.

    Telefon işi bizde de sorun. Çok istiyorsa ben de hoparlöre alarak konuşturuyorum telefonla ama bilemiyorum ne kadar koruyucu oluyor. Bir de imkan varsa ev telefonundan konuşmayı tercih ediyoruz.

  • Ayşegül

    Oğlum 19 aylık, eşim ve ben internet medya alanında çalıştığımız için yanında sürekli bilgisayar kullanıyoruz ancak onun kullanmasına müsaade etmiyoruz. Kullandığı alanlar klavyeye yüklenen notalarla müzik yapmaktan ileri gitmiyor.

    Televizyonu bu yaşına kadar izlemedi, hedefimiz ilk dört yaş 🙂 Hayal gücünü kısıtladığını düşünüyorum mongolluk da cabası.

    Telefon konusunu daha çok küçükken tehlikeli diyerek çözdük. Şimdi telefonun tehlikeli olduğunu düşünüyor ve gördüğünde tehlikeli diye bağırarak dokunmuyor. Tehlikeli kelimesi bizim için zarar verici şeylerden ibaret sadece ; telefon, bıcak, sıçak çay gibi…

    Evet bebeğe hayati olmadıkça hayır denilmemeli ancak tv izlemenin, radrasyona maruz kalmanın zaman üzerinde tesir edici etkileri olduğunu unutmamak lazım.

  • Enver ALTIN

    Devletşah selamlar,

    Telefona takılan radyasyon önleyici şeylerin bir faydası olduğuna inanmıyorum, hatta eğer söylediği şeyi yapıyor ve radyasyon yayılmasına engel oluyorsa teorik olarak zararı bile olabilir.

    Cep telefonları baz istasyonlarının uzaklığını ve sinyal kalitesini saptayıp antendeki çıkış gücünü otomatik artırır veya azaltır. Bu sebeple pil daha hızlı biter şebeke sinyalinin zayıf olduğu yerlerde; telefon çok daha fazla enerji harcamak zorunda kalır baz istasyonuna sinyal gönderebilmek için.

    Eğer bu yapıştırdığınız şey engel oluyorsa telefon çıkış gücünü yükseltmeye zorlayacaktır, sonucunda da insan dokuları tarafından soğurulan enerji artacak, dokular üzerindeki ısınma etkisi artacaktır.

    Asıl soru, bu çekinilecek birşey midir yoksa değil midir, bunu bilemiyoruz. Yani güneşten gelen radyasyon da çok geniş bir spektrumda enerji iletiyor gezegenimize ve oldukça da kuvvetli. cep telefonlarının 1.5 Whr/kg ölçüsü güneş ışınlarının yanında ihmal edilecek kadar küçük değerler sanıyorum.

    Bu yazıyı cep telefonları zararsızdır demek için yazmadım, o koruyucu stickerlar yalan dolandır demek için yazdım. Elektromanyetik radyasyonun canlı dokulara etkisi uzun yıllardır araştırılan ve gelecekteki 50 yıl içerisinde sonuçlarını muhtemelen kendi gözümüzle göreceğimiz bir hadise. Ölmeden önce çok korkunç şeyler göreceğiz muhtemelen.

    Selamlar,

    • Devletşah

      Sevgili Enver,

      Öncelikle bu kadar uzun aradan sonra sesini duymak / yazını okumak çok hoş oldu.

      Ben de pek faydası olduğuna açıkçası inanmıyorum. Bu konudaki en büyük tesellimin bizim evde cep telefonlarının çok az çekiyor olması. Duvarların kalınlığından mıdır bilmem kendi modemimiz bile arka odalara sinyal yollayamıyor. Bu bizim için iyi bir şey 🙂

      Bilgiler için çok teşekkürler. Sadece elektromanyetik değil gıda konusu yüzünden de çok acı şeyler bizi bekliyor. Hep beraber yaşayıp göreceğiz.

  • gunesligunler

    Devletşah, sizin kadar olmasa da işim gereği bizde de bilgisayar sürekli açık diyebilirim ama Kayra öyle kısa süreli göz atmalar harininde ve beni taklit etmeler dışında pek ilgi göstermiyor şimdilik, bu iyi bir şey. Telefonlar konusunda da eline aldığı her objeyi telefon gibi alo deyip kulağına götürüp konuşuyor gibi yapsa da gerçek telefonları mümkün mertebe ondan uzakta tutuyoruz ve o da bu konuda çok ısrarcı değil, illa alayım oynayayım demiyor. Bu telefon konusunda bizim de çok çekimser davranmamızla da ilgili galiba. Ama TV konusunda malesef başta koyduğum ilkeli tavrı sürdürebildiğim söylemenez. Kış günlerinde evde çocuğu oyalamak bazen çok zor olunca az az da olsa TV açmaya başladık bir süredir. Bu genelde sadece bebeklere hitap eden Duck TV ve benzeri kanallar ya da sadece belsesel kanalları olsa da hiç hoşuma giden bir şey değil ama şimdilik başka bir çözüm bulamadım malesef. İkinci çocuktan sonrası asıl beni düşündürüyor, bu konuda daha tavizkar mı olurum yoksa bebek bizim için daha oyalayyıcı bir şey mi olur kestiremiyoum…

  • bengu

    Merhaba Devletşah ; bu konuda ben biraz farklı düşüyorum.Çocuğuna kendi bakan anneler daha kontrollü olabiliyor , aile büyükleri ve bakıcılar malesef aynı hassasiyeti göstermiyorlar.Ben başlangıçta çok takıntı yaptım sonra daha rahat davranmaya karar verdim.Bizim evde televizyon seyrediyor dizi,belgesel ,Baby tv..üstüne cep telefonları ve tabletlerde var.Hal böyle olunca kızımda ayak uyduruyor bence bu nesil böyle.Hepsinin algıları çok açık.En güzeli evde hiç durmasın hep sokakta büyüsün ama hava şartlarına göre davranıyoruz.Şimdilik bir mongolluk yok , zamanla tekrar yazarım size.

  • Selale

    Bizde durum vahim:( Calistigimiz icin kizlar bakiciyla. Neyse ki okula giden 2’de eve geliyor biraz TV (1 SAAT) biraz ipad sonra yallah sokaga. 3 saat sokakta ama buralarda -Dubai- iklim cok elverisli. Ufaklik, ablasi gelip oynamaya cikana kadar evde ve en kotu o etkileniyor TV’den. Sufi ile ayni aylarda dogdular sanirim. Bakiciya tv yok desem kumandayi saklasam da icim rahat etmiyor. Kiz mizmizlanir bakici off poff der mi diye icime kurt dusuyor. Ertesi gun cikariyorum kumandayi cunku bakicinin bir terrible 2’dan bunalip ona kotu davranmasi herseyden fena.Kullandiklari ve zevk aldiklari Ipad uygulamalari: number and alphabet flashcards, tab tales interactive books & puzzle. Cizgi film turunde olanlari indirmedim. TVde goruyorlar bari ipadte expose olmasinlar dedim. Buyuk kizim gec konustu, ama o donemki bakicinin cocukla hic konusmamasindandi, TV ile alakali olduguna inanmiyorum ama ufaklik 5 aylik falandi ilk kelimesini soylediginde simdi 22aylik Turkce & Ingilizce duzgun cumleler kuruyor. Sonuc:2si de TVye maruz kaldi ama gelisimleri bambaska. Buyuk kiz preschool raporlarina gore “cok yaratici” & “hayal dunyasi zengin”. Ama benim icin hala TV konusunda rahat degil. Ufakligi gorucez seneye 🙂

    • Devletşah

      Merhaba Şelale hanım;

      Bakıcı konusu dediğiniz gibi bambaşka… Açıkçası benim tv konusundaki en büyük çekincem otizme, asosyalliğe itiyor olması. Bir de ileriki yaşlarda epilepsi riskini çok arttırıyormuş. Yanlış hatırlamıyorsam %40 gibi bir rakam okumuştum. Yoksa ben kendim çizgi film müptelasıyken neden çocuğum da seyretmesin. uygun yaşa gelince beraberce seyredelim. heyecanla bekliyorum.
      Nacizane size önerim şu olur. Bakıcınız tv seyrederken kızınızla konuşsun. Bu şöyle bu böyle diye… Onun gerçek olmadığını anlatsın. Böylece hem tv karşısında da sosyalleşmiş ve iletişime geçmiş olur.

      • ozlemm

        Benim de uzerinde cok dusundugum bi mevzu. Bizim evde tv yok sukurler olsun. ( eve giren hırsız vakası sonrası almadik.. neredeyse iyi ki girmiş dicemm . Yoksa ahmet said e 3 yaşına kadar tv izletmeme fikrimiz yalan olabilirdi ister istemez. ) “Telefon oyuncak degil” şaşmaz repliğim. Ne kadar engelleyici olduğu tartişılır. Ama ben eline telefonu vermem. Bilgsyr ahmet said uyanıkken hic acmam .. bizim kuzu da uyaran azlığina mi maruz kaliyor acep ! Fazla sınırlayıcı bi tutum mu sergiliyorum ben de acaba teknolojik aletler hususunda. Bu arada sizi takip etmek oldukca keyifli. Size ve sufi ye Sevgiler ♥

  • Can Devecioğlu

    Bir teknoloji sitesi yazarı olarak böyle bir konuya değinmeniz sayesinde blogunuzla tanıştım güzel bir konudan bahsetmişsiniz klavyenize sağlık.

Yorum yapın

YORUMU GÖNDER