Sufi’nin 3. hafta menüsü
Hayatımızda bu hafta pek değişiklik olmadı desem yeridir. Bir gece önceden mayaladığım yoğurdu afiyetle yiyoruz. Yoğurt mayalamak piyasadaki UHT sütlerle neredeyse deveye hendek atlatmak kadar zor. Ben yoğurdu günlük pastörize süt ile mayalıyorum. Ankara’da iken Atatürk Orman Çiftliği sütü ile nefis yoğurtlar yapardım. İstanbul’a geldiğimizden beri maalesef istediğim kıvamda yoğurt yapmak zorlayıcı bir iş oldu. Şimdilerde kolorifer üzerinde yaptığım yoğurttan memnunum. Tabi sadece benim memnun olmam yetmiyor Sûfî’nin de olması gerek. O kaymaklı kısmını pütürlü olduğu için severek yiyor. Geriye kalan pürüzsüz kısım bana kalsiyum oluyor.
Son günlerdeki süt kanser yapıyor haberlerinden sonra birçok kişi çiğ süt derdine düştü. Ben daha önce çiğ süt kullanmayı denemiş ancak pek memnun kalmamıştım. Hem tüketemeyeceğimiz kadar çok almaktan hem de kaynattığımda yeterince kaynatıp kaynatmadığıma emin olamadığım için kullanmaktan vazgeçtim. Çiğ sütü yeterince kaynatmak çok önemli. Aksi halde kaş yapayım derken göz çıkartmak mümkün. Tabi güvenilir bir sütçü bulmak da ayrı bir konu. Sena’nın şu yazısını da okuyunca pastörize süt kullanma kararını aldığım için memnunum.
Menüye baktığınızda Sûfî’nin bu hafta patates kızartması yediğini görüp dehşete düşebilirsiniz. 4. ayından beri, beni ne zaman patates kızartması yerken görse yaptığı işi bırakıp ağzının suyu aka aka seyrediyor. Bu haftasonu yediğimiz yemeğin yanına yine patates kızartmıştım. Doğal olarak bizimkisinin ağzının suyu yine yerlere ulaşınca kendisine tattırdım. 2 koca dilim patatesi zevkle yedi. Ertesi gün sadece ona patates kızartıp bir dilimi eline verdim. Ara ara ısırıp kendisi yemeye çalıştı… Mutluğu görülmeye değerdi. Biz patateslerimizi actifry‘da reklamlarda söylenen de az miktarda yağ ile kızartıyoruz. Yani pek kızartma sayılmaz. Fırında pişirilmiş patates de diyebiliriz. Dolayısı ile patatesli bir çorbadan tek eksiği suyu…
Unutmayın her bebek birbirinden farklı damak zevklerine sahip… Siz kendi menünüzü oluştururken kendi bebeğinizin zevkine göre hazırlamalısınız. Sûfî püre gibi pürüzsüz hale getirilmiş gıdalardan hiç hoşlanmıyor. O daha çok çiğneyebileceği şeyleri yemek istiyor. O yüzden çorbalara geçiş bizim için biraz sancılı olacak gibi. Ama sizin bebeğiniz pütürlerden nefret ediyor olabilir. Kendisini takip edip neyi sevip sevmediğine mutlaka dikkat edin. Bir de mevsimi olmayan meyve, sebzelerden bebeğinizin ve kendinizin sağlığı için uzak durun.
Devletşah hanım öğle güzel liste ve emek sizi tebrik ediyorum. Sufi,nin bir gülüşü bütün yorgunluklarınızı alıp götürüyordur. Bütün Anneler evlatları için her şeyin en iyisini isterler imkanları dahilinde yaparlar. ALLAH hayırlı uğurlu evlat etsin. Güzel anneye selam sevgiler….
Devletim Şahım, ben o minik adamın gayet ağzının tadına düşkün bir gurme olacağına inanıyorum. Evde senin gibi yemekler yapan bir anne varken aksi düşündürücü olurdu zaten 🙂 Yerim ben onun patates, ayva yiyen minik ağzını :)))
Devletsah hanim merhaba..gecen gün tesadüfen sufi ve sizi televizyonda seyrettim.Cok tatli güzel bir bebeginiz var, güle güle büyütün..tabiiki o sansli bir bebek..sizin gibi annesi oldugu icin..koca bir Masallah..Mutluluklar dilerim..Hoscakalin…
Devletşah hanım itinayla hazırladığınız bebek yemekleri listelerini , yemekname dergisi gibi hazırlarsanız harika olur ellerinize sağlık başarılarınız daim olsun selam sevgiler……….