Hamile miyim?
Eczaneden aldığım testi evde ne kadar heyecanla yaptığımı tahmin edebilirsiniz. Sonucu görmem için geçmesi gereken üç dakika sanıyorum hayatımın en uzun üç dakikalarındandı.
O uzun üç dakikada saati kurup, kendimi mutfakta oyalamaya çalıştım. Nedense banyoya gidecek bahaneler uydurmakta bir anda ustalaştım. Durup dururken dişlerimi fırçalama isteğim bunlardan sayılabilir.
Üç dakika geçtiğinde test anlaşılmaz bir hal almıştı. Kırmızı denilen koyu pembe bir çizgi ve silik soluk başka bir çizgiden başka birşey yoktu. Kullanma kılavuzunda netlik yoksa 10 dakika beklenilmesi gerektiği yazılıydı. Üç dakika zor geçmişti. Yedi dakika nasıl geçerdi ki? Mutfakta yemeği hazırlamaya devam edip, saati unutmaya çalıştım.
10 dakikanın sonundaki manzarayı gerçekten anlamakta güçlük çektiğimi söylemeliyim. Gelip gidip sonuca baktığımı hayal edebilirsiniz. Mor kalın bir çizgi, az öncekinden biraz daha belirgin bir pembe çizgi… Kılavuz, çizgilerden birisi kırmızı değil pembe ise hamile değilsiniz diyor. Ama ortada kırmızıya benzeyen renk yok… Kavram karmaşası… Aslında kırmızı dedikleri koyu mor olsa bile diğeri o renk değil…
En nihayetinde gelip gidip kontrol etmelerim sonucunda üzgün bir şekilde hamile olmadığıma karar verdim. Oysaki o kadar emindim ki. Az sonra eve gelen eşim ise teste ilk bakışında hamile olduğum sonucunu çıkarttı. Ne karışık bir şey böyle. Testi çöpe atıp, doktorumdan randevu almak için telefona sarıldım.