Monterey Akvaryumu
Bundan birkaç yıl önce Flickr’da günün popülerine bakarken turuncu renkli bir çift denizanası fotoğrafı gördüm. O kadar güzeldiler ki uzun zaman o fotoğrafa baktım. Birden aklıma bu nerede çekilmiş olabilir sorusu geldi. Etiket bulutunda ‘Monterey Akvaryumu’ gözüme ilişti. Hemen internette bir arama yapıp neyin nesiymiş diye baktım. Sitelerinde dolaşırken içimi garip hiçbir zaman bu akvaryumu göremeyeceğime dair bir hüzün kaplamıştı. Amerika’ya bir seyahat yapsam bile muhtemelen New York, Chicago, Los Angeles gibi bir yere olacaktı ve bu akvaryum oralara çok uzaktı.
Eşim toplantı için ağustos ayında San Jose’ye gideceğini söylediğinde haritadan yerine baktım. Haritada San Jose’den önce Monterey gözüme ilişti. Birbirlerine çok yakınlardı. Eşime ısrarla, fırsat bulursa Monterey’e gitmesini söyledim. Heme hemen hergün konuşmamızda gidip gitmediğini sordum. Nihayet bir gün, ‘gittim, o kadar güzeldi ki bugün yine gideceğim. İyi ki ısrar etmişsin’ dedi.
Benim Amerika seyahatim ortaya çıkınca beni en heyecanlandran şeylerden birisi Monterey’e gidecek olmamdı. Havanın da güzel olmasını fırsat bilerek ikinci günümde Monterey Körfezi Akvaryumuna gitmeye karar verdim. San Jose – Monterey arasında günde 3 otobüs seferi varmış. Sabah ilk otobüsle gidip öğleden sonra saat 3:00’daki otobüsle de dönmem gerekiyordu. 5 saatlik sürenin yetmeyeceğinden endişelensem de, önümde tekrar gitmek için fırsat vardı.
İçinde wi-fi hizmeti de olan belediye otobüsünde geçen 2 saatin sonunda Pasifik okyanusunun kenarındaki çok şirin ile vardım. Muhteşem evleri, geniş ve temiz sokakları ile her insanın yaşamak isteyeceği bir yerdi.
Otobüste şehire ait küçük bir harita görüp almıştım. Ona bakarak 20 – 25 dakikalık mesafeyi yürüyerek akvaryuma ulaştım. Yürüdüğüm yoldaki manzara da inanılmazdı. Kaya olduğunu zannettiğim şeyler harekete geçtiğinde şaşkınlığa uğradım. Kocaman denizaslanları elimi uzatıp dokunacağım mesafede bana bakıyorlardı. Daha önce hiç görmediğim cinsteki deniz kuşları çevremde uçuşurken, bu manzaraya karşı evinin balkonunda oturmuş kahvaltısını yapanları farkedince imrendim.
Müzenin girişindeki Nestle Toll House’dan kendime çikolata parçalı bir kurabiye alıp, müzeye girdim. Ondan sonraki yaklaşık dört saat boyunca dünyaya dair pek birşey hatırlamıyorum. Boyumca köpek balıklarının arasında dolaşıp, onlarca çeşit denizanasına şaşkınlıkla baktım. Mercan kayalıklarında yaşayan çeşit çeşit canlı hakkında yüzlerce şey öğrenip, su samurlarının, penguenlerin oyunculukları ile güldüm. En çok da bat ray, deniz yıldızı, deniz hıyarlarını elinize alıp sevebildiğiniz yerde oyalandım. Kendimi kaybedip son otobüsü kaçıracağımdan korktuğum için kurduğum saat çalmaya başladığında ayrılık vakti geldiği için üzülmüştüm.
San Jose’ye dönerken, 2 yıl kadar önce gidebileceğimi hayal bile edemediğim bu yerde saatler geçirmiş olmanın mutluluğu inanın her yere yayılıyordu.
Not
Slayt gösterisinin içerisinde fotoğrafar ve videolar mevcut. Videoların yüklenmesi için biraz beklemeniz gerekebilir.
Yüregine, ayaklarina ve ellerine saglik Devletsah 🙂
Bu aksam eve geldigimde stresli ve yorgundum, senin bu güzel akvaryum haberini izledikten sonra sanki yorgunlugum gitti gibi oldu 🙂
çok sag ol.
Bizlerle güzel Amerika gezini paylasiyorsun ya… harika birsey yapiyorsun.
Dilerim, tatilin güzel geçmeye devam eder 😉 ilgi ve merak ile gelecekteki yeni haberlerini bekliyorum.
Saygilar
Hülya
Resimleriniz çok güzel! Onlari Monterey Bay Akvaryum’un Flickr groupda postabilirmisiniz? (http://flickr.com/groups/mbap/)
Hepimizden teşekkürler.
Ken Peterson, Monterey Bay Aquarium
devletşah valla çok şanslı birisin, kaç kişiye nasip olur ki böyle güzellikleri görmek..
fotoğraflar ve videolar ile bize gösterdiğin için de teşekkürler..
Fotoğrafları seyrederken hangi hayvanı seyrettiğimi bilememek beni merak içinde bıraktı.Fotoğraflara isimde ekleseniz neyin ne olduğunu bilsek daha keyifli olucak.
ben tum bır gunumu vermıstım.. her adımımı fotograflamıstım.. ınanılmaz bır yer.. ınsallah ılerde cocugum olursa mutlaka goturmek ıstedıgım bır yer..