Anadolu Feneri

Anadolu Feneri

Kayalık

Baharla beraber İstanbul’un yakın çevresine yaptığımız geziler de başladı. İlk gezimizi 15 gün önce Anadolu Feneri’ne yaptık. Eminim sizde bu seyahatimizden bahsettiğim bir çok arkadaşım gibi “Anadolu kavağı” diye düzelttiniz beni. Evet Anadolu kavağına da gittik ama bizim asıl hedefimiz Kavak’tan 5-6 km daha ilerideki Anadolu feneriydi.

Cumartesi sabah erken sayılabilecek bir saatte elimizde kitaplarımız, sırtımızda makinalarımızla yola koyulduk. Eşim arabayı kullanırken ben de Çengelköy’den başlayarak Murat Belge’nin “İstanbul Gezi Rehberi” kitabından semtlerle ilgili bilgileri yüksek sesle okudum. Merak etmeyin dönerken manzarayı seyretmek için çok vaktim oldu.

Yavaş yavaş Boğaz havasını içimize çekerek yaklaşık 1 saatte Anadolu kavağına vardık. Kavağın tepesindeki Yoros kalesinde uzun uzun fotoğraf çekip manzaranın keyfini çıkarttık. Bir dahaki sefere termosa çay koymayı, saçlarımın rüzgardan uçuşmasını engellemek için yanıma bir bandana almayı defterime kaydettim.

Öğle saati yaklaşırken Fener’e doğru yola koyulduk. Çam ormanlarının içinden Fener’e ulaştık. Fenerin tepesine çıkmak malesef yasak. 1856’da yapılan fenerin yanında Hamidi Evvel camisi var. Fenerin bahçesinden uzun uzun manzarayı seyrettik. Fotoğraf çekmek için deniz kenarına küçük tersanelerin olduğu bölgeye indik. Ayaklarımızı iskeleden denize uzatıp yorgunluğumuzu atmaya çalıştık.

Bu arada açık havanın ciğerlerimiz kadar iştahımıza da iyi geldiğini içten içe hissettik. Yukarıda, Fener’in yanında gördüğümüz balık lokantasına kendimizi attığımızda iyice açtık. İlk geldiğimiz sırada bir leğende temizlendiklerini gördüğümüz hamsilerden birer porsiyon sipariş edip afiyetle yedik. Çok ucuz ya da çok pahalı olmayan hesabı ödediğimizde birbirimize bakıp “değdi” dedik. Ellerimizi silmek için verdikleri ıslak mendillerin paketindeki adresi sizlerle de paylaşayım. Belki gitmek istersiniz. “İstanbul boğazının bittiği, Karadenizin başladığı yerdeki Fener’in yanı, Beykoz – İstanbul”

Yolda gelirken gördüğümüz Poyrazköy’e girip, etrafı dolaştık. Heryeri saran kaktüsleri gördüğümde çok şaşırdım. Bütün yamaç kaktüslerle sarılıydı. Sanıyorum bir cins çiçek açıyorlar. Biz gittiğimizde çiçekler solmuş, tohuma kaçmıştı. Burada da yemek yenencek bir sürü restoran vardı.

Yoros kalesinin hemen alt kısmındaki küçük kahvelerden birisinde manzaraya karşı bir çay daha içip kavağı dolaşmak için enerji topladık. Kavağa indiğimizde kalabalık iyice artmıştı. O yüzden oyalanmayıp evimize dönmeye karar verdik.

Kavak çıkışında köyün tamamını fotoğraflamak için durduğumuzda askeri bölge içinde kalan “Marko Paşa’nın yalısı”nı da görme şansını yakaladık. Malûm bir söz vardır. “Git derdini Marko Paşa’ya anlat.” İşte ev bu sözün oluşmasına neden olan kişiye aitmiş.

Bizim için aEltı saat süren ama uzun zaman unutulmayacak bir gezi oldu. Eğer arabanız yoksa Anadolu kavağına giden vapur mevcut. Yaklaşık 3 saatlik deniz yolculuğu ile buraya varıyorsunuz. Ben defalarca bu yolculuğu yaptım. Keyfi ve yeri ayrıdır. Fener’e ya da Poyrazköy’e gitmek istiyorsanız da Kavacık’tan bu köylere giden belediye otobüsleri var.

*Beni çektiğim fotoğraflar yakında burada… Aşağıdaki fotoğraflar eşime ait.

Kalıcı bağlantı

Related Posts

14 Responses to Anadolu Feneri
  • asuş

    ya bayıldım fotoğraflara.manzara şahane…

  • Hülya

    Ne güzel anlatmışsın..
    Bir Ankara’lı olarak İstanbul’a gittiğimde özellikle Beykoz civarını gezmek istiyorum ama her gidişimiz bir telaşla ve kısa süreli olduğundan vakit kalmıyor.
    Ve bu hevesimi de erteliyorum..

  • cocuklacocuk

    off ne çok özlemişim….

  • artun

    Anadolu Feneri’nin ilk defa sizden duydum, ama Istanbul’da oldugum gunlerde tarifsiz guzellikte bir Anadolu Kavagi ziyaretim(iz) olmustu. Denize sifir bir balik lokantasinda yosun kokularini, taze levrek izgarayi ve hafif hafif dalgalanan denizi unutmam mumkun degil. Tabii unutulmazlar deyince gidis ve donusteki o mukemmel Bogaz manzarasini, ve ozellikle de bu manzarayi paylastigim, hersey kendisiyle paylasilasi kisiyi ayrica belirtmem gerek.

  • gunesligunler

    Devletşah, manzara enfes ve fotoğraflar da harika. Paylaşımınız için çok teşekkür ederim. Umarım bana da gitmek kısmet olur bir gün. Verdiğin bilgiler için de ayrıca teşekkürler.

  • greenaple

    Merhaba,Devletşah…bir süredir seni takip ediyorum ama yorum yazmak bugüne nasipmiş.Gerçekten gıpta edilesi bir sadelik var yazılarınızda.Bundan sonra da takipçizim inş…Başarılar.

  • zeycan can

    merhaba devletsah..sıtenızı keyıfle takıp edıyorum dergınız ıcın sızı
    kutlarım benım 3 ay once haberım oldu ama tum sayıları indırdim
    dergı calısmaları ıcın tesekkur ederım her sayı bırbırınden guzel
    yöresel mutfak kosesı düsünursenız sıze kaynaklarımdan seve seve
    yardımcı olmaya hazırım..gorusmek uzere

  • yaren76

    slm
    BEYKOZLU olarak anadolu kavağını ve beykozla ilgili yazılar görmek çok güzel,bence az bile BEYKOZU ANLATMAKLA BİTMEZ,YAŞAMAK LAZIM
    İSTANBUL boğazının eşsiz semtlerinden biridir

  • tülay

    ANADOLUFENERİ’ni çok güzel anlatmışsınız.Ben size Anadolufenri kışlarını anlatayım.Yaz kış bu köyde yaşayan bir vatandaş olarak.
    Kışın köyümüz bir başka güzeldir.’damla kar attığında otobüsler yollar buzlu diye köye gelmez,rüzgardan ağaçlar devrilir elektirik telleri kopar elelktiriksiz kalırsınız.yollar kapalı olduğu için ekmek arabasıda ya gelmez yada zor zahmet gelir hemen ekmeğinizi almazsanız 10 dakika içinde ekmeksiz kalırsınız.Yani anlayacağınız dünya ile bağlantınız kopar.Kendi iç dünyanıza dönersiniz.Bütün bunlara rağmen köyümüze ister azın gelin ister kışın gelin tam bir tabiat harikasıdır.
    Ancak yazın gelenlerin içinde kandini bilmezlerde olmuyor değil hani.Piknik yapıp denize girmek için gelenlerin çoğu ne kadar çöpleri,boşalan torbaları ,çocukların altından aldıkları çocuk bezleri ,içki şişeleri velhasılı nekadar çöpleri varsa deniz kenarına bırakıp gidiyorlar.Çünkü onlar burada oturmuyorlar nasıl olsa arkalarından toplayanlar da var.buna bide mangal yakmak için izin almadan kırdıkları ıçekek tahtaları da cabası
    neyse fazla uzun oldu.Umarım sizi bunaltmadım.ama bukadar harika bir doğaya sahip olan köyümüzü kirleten bu innsanların buraya gelmesini istemiyoruz.Bunun dışında köyümüze zararı dokunmayacak herkese kapımız açık buyrun gelin.Misafirimiz olun

  • sedat ongan

    Sayın Tülay’a
    Birkaç sene önce ikamet ettiğiniz Fener Köy’üne gitmiştim.Dün yine gittim;Fener’e çıkıp Karadeniz’i ,denizi,Boğaz’ı ve çeşmesinin kitabesini görmek için.Fener kapalı .Günleri varmış ama ne günleri olduğunu öğrenemedim. Tabelâsı varmış ama göremedim.Muhtarı aradım;yokmuş.Çeşmeyi onarmışlar veya onarımda ;kitabesini yok etmişler.Yerine düzgün mermerler koymuşlar ama kitabe yok.Ne zaman ,kim götürdü belli değil.Rivayet odur ki mezarlıktan mezar taşları da “götürülmüş”.Yani balık lokantasıyla ,güzel manzara ile ,dingin bir köy ortamında gezinmekle iş bitmiyor.Durumu ,imkân bulursam Çekül’e bildireceğim.Ama herşeye herkesten önce ilkokul öğrenicilerinden başlamak üzere sahiplerinin sahiplenmeleri gerek.Saygılarımla .
    Dr.Sedat Ongan

  • Hülya

    Merhaba anadolu fenerinde doğmuş biri olarak resim leri görünce çok mutlu oldum.tülay hanımın yorumu köyü anlatışı çok hoşuma gitti sanki çocukluğuma geri döndüm.Evet ben oköyde hüseyin amca ve saime teyzenin evinde doğmuşum ordaki dostluklar ve komşuluklar bir başkadır.hele benim bir gülmez amcam varki o netatlıdır.Biz babamın görevi dolayısıyla orda idik ve yedi sene orda yaşadım ama yaşımın ozaman küçük olmasına rağmen o dostlukların tadını hiçbizaman bulamadım.Doğası ve insanları birbaşkadır fenerin.Şuan 43 yaşındayım ve hala ogünlerimi anarak çok mutlu oluyorum.Birgün tekrar oköyde yaşayabilmeyi çok isterim beni çok mutlu ettiniz size çok teşekkür ederim
    Hülya Güven Erkal

  • Hasan

    Dr.Sedat Ongan’a
    Köyümüzle bu denli yakından ilgileniyor olmanız beni fazlasıyla memnun etti bir Anadolu feneri köyü vatandaşı olarak size teşekkür ederim.
    Köyümüzdeki olumsuzluklarla ilgili tesbitlerinize aynen katılıyorum uzun zamandır sahipsiz kaldı köyümüz herkes kendi havasında ve olağanüstü bir vurdumduymazlık sözkonusu bu arada birkaç duyarlı insan çıkıp birşeyler önersede ne yazıkki Tİ ye alınıyor köyümüze arasıra ziyerete gelenlerin bile dikkatini çeken bazı önemli hususlar burada sürekli yaşayanlar tarafından ne yazıkki olması gerektiği şekilde ciddiye alınmıyor aslında bu kadarla sınırlı değil anlatılması gerekenler fakat kimsenin başını ağrıtmak istemiyorum.
    köyümüze gösterdiğiniz ilgiden dolayı tekrar teşekkürler

  • Erdem Kaşıkçı

    Anadolufeneri İstanbul’un yanıbaşında ki cennet.Şuan FSM köprüsünde ki çalışma gitmek isteyenlere engel olmasın.Sabah erkende olsa gitmenizi öneririm.İzlediğiniz manzara trafik çilesini unutturacaktır.

Yorum yapın

YORUMU GÖNDER