1001 İcat
Biliyorsunuz ilginç şeyler öğrenmek benim için bir tutku. Elime aldığım herşey kafamda bir sürü soru işareti doğuruyor. Bazen yorucu da olsa çoğu zaman keyifli bu soru işaretleri. Kafamdaki soruları bazen hiç önemsemem, bazen de bir dedektif misali peşine düşerim.
Eşim sıklıkla bu yönümü çok eğlenceli ve faydalı bulduğunu söylüyor. Merakımı beslemek adına ne gerekirse hiç düşünmeden yapıyor. Daha önce size bahsettiğim Bilgi Tembeline Hazırlop Cevaplar gibi birçok kitap raflarımızda sırayla yer alıyor. Herbirisini yutar gibi okuduğumu bilmem söylememe gerek var mı?
Eh, sürekli kullandığı aletlerin geçmişinden bahseden birisi için bunların sergilendiği durumlar haliyle çok özel oluyor. Leonardo: Evrensel Deha sergisini dün gezmiş gibi hissediyorum. Ya da hayatımın sonuna kadar San Jose’de dolaştığım Tech Museum‘u unutabileceğimi sanmıyorum. Tabi bunların yerini tutmasa da Koç Müzesi maceralarım ayrıdır.
İcatlara ve sergilere bu kadar meraklı olunca, Sultan Ahmet meydanında açılan ‘1001 İcat: Dünyamızda İslam Mirası‘ sergisine gitmesem olmazdı. Topkapı Sarayındaki Kudsi Erguner konserinden sonra sergiye uğrayıverdik. Gece yarısı sergi mi olur demeyin. Ramazan münasebetiyle sabah dörde kadar açıktı.
Daha önce sergi için hazırlanan, Ben Kingsley’in oynadığı, birçok ödül kazanan kısa filmi duymuştum. Sergiye bu filmi seyredeceğiniz bir salondan giriyorsunuz. Film aslında serginin kısa bir özeti. İçeride neler göreceksiniz, kimlerle tanışacaksınız onu anlatıyor. Bu yüzden seyretmeden içeri girmenize izin verilmiyor.
Sergi alanına adımınızı atar atmaz gördüğünüz kocaman bir fil oluyor. Bu fil aslında Ben Kingsley tarafından canlandırılan El-Cezerî tarafından icat edilen ilk saatten başka birşey değil. Orada bulunan gençler tarafından mekanizması anlatıldıkça şaşırmamak elden gelmiyor. Eğer şanslıysanız saat başında oradasınızdır ve üzerindeki hareketleri görebilirsiniz.
Serginin en etkileyici parçasından sonra buharlı trenlerin, arabaların çalışmasını sağlayan krank milinin mucidi ile tanışıyorsunuz. Bugün kullandığımız herşeyde hala bu mekanizmanın değiştirilmeden uygulandığını görmek insanı hayrete sürüklüyor.
Beni en etkileyen konulardan birisi de usturlabla ilgili olanlardı. Usturlab ile ilk olarak Koç Müzesi’nin Lengerhane kısmında tanışmıştım. Çocukluğunda astronot olmak isteyen birisi için oldukça merak uyandırıcı cihazlardı. İçiçe halkalar, bir sürü çizgi… O dönemde kimin, neden bulduğundan çok nasıl çalıştığı ile ilgilenmişim. Şimdi aklınızda ‘usturlap nedir ki?’ sorusu belirmiş olabilir. Astrofizikçiler tarafından ‘bilgisayarların icadından önceki en önemli astronomik hesaplama cihazı ve teleskopun icadından önceki en önemli astronomik gözlem cihazı’ olarak tanımlanıyor. Günden güne değişiklik gösteren namaz saatlerinin tam olarak hesaplanabilmesi ve kıblenin yönünün doğru bulunması için icad edilen usturlap, geçen yıllarda geliştirilerek modern astronomi için çok değerli bilgilerin kaydını sağlamıştır.
Sergi alıştıklarımızdan biraz farklı. Leonardo’da olduğu gibi yüzlerce obje yok. Modern sergiciliğin bütün imkanlarını görmek mümkün. Dokunmatik ekranlar, çocuklara yönelik öğretici oyunlar ve videolar… Kısacası kullandığımız, yediğimiz, içtiğimiz, hayatımızı etkileyen yüzlerce icat bu sergide teknolojinin bütün nimetleri kullanılarak bizimle buluşuyor.
İlkel, cahil insanların dini olarak tanıtılmaya çalışılan İslam’ın, karanlık olarak adlandırılan ortaçağı nasıl aydınlattığını bundan daha iyi anlatmak mümkün mü?
Ücretsiz olarak gezilebilen sergi 5 Ekimde kapanıyor. Halâ gitmediyseniz mutlaka gidip, görün… İnanın çok şaşıracağınız bir gün olacak. Ben de oradan aldığım 1001 İcat Dünyamızda İslam Mirası kitabıma gömülüp, kristal bardakların Endülüs yolculuğunu okuyayım.
Keşke İst.da olsaydım gezebilsem.Paylaşım için teşekkürlerrr.Öptüm…
Merhaba Devletsah,
Merakli olup onca bilgi edinmeyi isteme tutkusunu taniyorum. Ancak sende de oyle bir sorun var mi bilmiyorum, ben soyle bir hal icindeyim: Ogrendigim onca bilgiyi bir sure sonra yokladigimda cogunun beynimin kivrimlarinda kayboldugunu farkediyorum. Ne isimler kalmis aklimda ne de nerde gordugum gibi bilgiler. Sen bunlari hatirlamayi basarabiliyor musun? Nasil?
Bana oyle geliyor ki, sanki cok bilgi edinme/ogrenme tutkusu bu unutkanligi doguruyor gibi. Belki beynin islem yapma zamani yeterli olmuyor ya da bilgiyi icsellestirmeden digerine geciyoruz ondan mi, yoksa kisisel kapasite ile ilgili sorun mu?
Sana basarilar.
Tek kelimeyle muhteşem bir sergi,
Sergini Londra’daki açılışını duyduğumda kendimi uçak bileti bakarken bulmuştum. İstanbul’da da oldukça yoğun geçmiş sergi, zaten her gelenin bir şeyler anlayıp öğrenebileceği, her yaştan ve eğitim seviyesinden konuklara uygun tasarlanmış.
AKlıma gelmişken yarın(21 Eylül Salı) öğeleden sonra saat 3 ile 7 arası baş editör Prof. Salim TS Al-Hassani, kitap imzalamak için Sultanahmet meydanında olacak.
Paylaşımınız içi teşekkürler Devletşah
merhabalar,
bu sergiyi görme imkanım oldu, gerçekten güzel .
Ayrıca bu haftasonu farklı bir müze deneyimine daha sahip oldum.
Body Worlds ,gerçek beden sergisi ,plastinasyon adlı bir yöntemle hazırlanmış.
http://www.bodyworlds-istanbul.com
Tavsiye ederim çok ilginç
Iki kez kapisinda siraya girdim ama iftara cok az kaldigi icin ikisinde sergiyi goremeden ayrildim. Cok merak ediyordum icerigini. Ayrintili aciklamaniz ve verdiginiz linkler icic tesekkurler.
Annemineli,
Bazen ben de İstanbul’dan kaçsam diyorum. Böyle etkinlikler olmasa gerçekten çekilecekçile değil 🙂
Meraklı,
aynı dertten muzdaribiz demekki. Aşağıdaki linke bakarsan anlayacaksın dediklerimi 🙂
http://www.devletsah.com/etiket/unutmak/
Hümeyra,
Bilgilendirme için çok teşekkürler. Bakalım yolumu düşürebilecek miyim 🙂
Sinem;
Sırada o sergi hakkındaki yazım var 🙂
Nurvenur;
Gece yarısı bile sıra vardı. İlk sefer biz de dayanamayıp sıradan çıkmıştık.
İslam alimlerimizin tanınması mutluluk verici.Ben Kıngsley’in oynadığı videoyu izledim.çok güzel konuyu irdelemişler.karanlık çağ tabirinin yanlışlığını çok güzel yapmışlar.emeği geçen herkese teşekkürler.bu sergiyi bende kaçırmak istemiyorun.inş.gideceğim.